X

Bir spor aşığının itirafları: “İstemezseniz sıkıcı ol(a)maz hiçbir şey!”

Spor Egzersizlerini Eğlenceli Hale Getirmek

İnsanız, sıkılıyoruz…

Ne kadar tutkuyla başlamış, daha önceki seferlerde ne kadar keyif almış olursa olsun insan sıkılıveriyor kimi zaman yaptıklarından. Ayaklar geri geri gidiyor, kollar kalkacak takati bulamıyorlar kendilerinde.

Büyük bir hevesle başladığımız sportif aktiviteler için de geçerli bir durum bu, hatta belki de en çok onlar için. Koşuyor, bisiklete biniyor, ağırlık kaldırıyor, pilates veya yoga yapıyor ve onu yapmazsak kendimizi kötü hissediyoruz ya hani. Sonra gün geliyor sıkıcılıkta sınır tanımıyor yapılanlar ve başlıyoruz bahaneler üretmeye. “Zaten hava çok sıcak”, “Öğlen yediğim yemek galiba midemi rahatsız etti”, “Yaz geldi kapalı yerde ne işim var”, “Kış geldi zaten depresifim bir de kapalı yere mi gireyim?”…

Sonu var mı bahanelerin? Elbette yok.

Peki ne yapmak lazım?

O çok sevdiğimiz aktiviteyi uygulama şeklimizi sorgulamak ve değişikliklere izin vermek iyi bir çözüm olabilir. Ağırlık çalışıyor ve hava güzel olduğu için salona girmek istemiyorsak, bir parkta ya da evimizin terasında kendi vücut ağırlığımızla çalışabiliriz. Yoga yapıyorsak belki her zamanki yaptığımız yoga türünü farklılaştırıp, yeni hareketler, yeni pozlar deneyebiliriz. Kardiyo için tek bir alete/türe bağımlı kalmayıp, o işi kendimiz için eğlenceli bir hale getirebiliriz. Hep yürüyorsak artık minik minik koşmaya, koşu bandında koşmak sıkıcı gelmeye başladıysa sahile çıkmaya, yok o da kesmediyse kendimizi araziye vurmaya başlayabiliriz.

Spor Egzersizlerini Eğlenceli Hale Getirmek

1-2 sene evvel gittiğim salonda yukarıda bahsettiğim halin eşiğine gelmiştim arsızlığım nedeniyle.  Her seferinde 45 dakika değil, daha fazla koşmak istiyor, o sürenin bana yetmediğini düşünüyordum. Ancak spor hocam da süreyi uzatmamı istemiyor, ağırlık antrenmanıyla birleşince yapılanların yeterli olacağını söylüyordu. Haklıydı da. Bir gün benim suratım düşmüştü yine ve sebebini tahmin etmek zor değildi. Yanıma yanaştı, “Koşmak ve kendini zorlamak mı istiyorsun?” dedi. Cevap belliydi zaten.

Gittiğim salon bir binanın 7. katındaydı. Hocam koluma girdi. “Nabız saatini ayarla.” dedi ve beni kapının önüne çıkardı. Belirttiği süre içerisinde en alt kata inip, tekrar yukarı çıkmamı istiyordu. Gözlerim parlamıştı değişik bir şey yapacağım diye. İnip çıkmaya başladım. Nabzımı sürekli kontrol ediyor, interval çalışmanın amacından sapmamaya çalışıyordum.

Antrenman bittiğinde mutlu mesut bir şekilde salona döndüm. Ben rahatlamıştım ama benim tatmin olduğumu gören hocam, en azından o günlük benden kurtulduğunu düşünerek daha da rahatlamıştı.

Bu arada çalışmayı tek başıma yapmadığımı da belirtmem lazım. Benimle birlikte sessiz bir şekilde merdivenleri arşınlayan biri daha varmış. Ayak seslerimi duyan güvenlik görevlisi, “hırsızı” yakalamak amacıyla başlamış merdivenlerde iki ileri bir geri gidip gelmeye. Sesi duyuyor ama bir türlü bulamıyormuş nereden geldiğini. Başlarda asansörle yetişmeye çalışmış, bakmış olmuyor, koşmuş peşimden. Bir ara burun buruna geldik adamcağızla. Nefes nefeseydi, beni görünce sevindi ve zor attı kendini asansöre.

Demem o ki, sıkılsanız da hemen vazgeçmeyin. Ne zamandır yaptığınız önemli değil; kendinizde başlayacak cesareti bulduğunuz bir şeyi hemen bırakmayın. Denemekten kaçmamak lazım çünkü o ne yapıp edip en etkileyici haliyle bir gün yeniden çıkıveriyor karşınıza ve hasret giderdiğinizde anlıyorsunuz onu ne kadar da özlemiş olduğunuzu. Yeter ki görmezden gelmeyin, niyet edin ve her seferinde yeniden yeniden başlayın. İnanın iyi gelecek!

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale