X

Bir spor aşığından: “Pardon dedin mi, tamamdır!”

Bisikletler Araçlardır!

Bisikletle Asya’yı Avrupa’ya bağladığım, gezip, dolanıp, yine Asya’ya döndüğüm günlerden bir gündü…

Yıllar sonra ilk defa Caddebostan’dan denize girecektim. Hem de plajdan filan değil, mendirekten atlayarak. Çok aklımda yoktu ama ne yalan söyleyeyim parktan geçerken gördüklerim bir süre sonra beni benden almaya, birtakım güçler beni denizle buluşturmaya çalışıyor gibi gelmeye başlamıştı. Kararımı vermiştim, çantamı hazırlamış, arkadaşıma bırakmış ve Avrupa dönüşü buluşacağımız noktayı belirlemiştim.

Bisikletler Araçlardır!

Normalde Kadıköy dönüşünde Çiftehavuzlar’dan parka girerken, nedense o gün caddeden devam edesim gelmişti. Gelmez olaydı. Göztepe Parkı’nı geçip de Büyük Kulüp’ün kapısına yaklaşırken sağdaki taksiyi gördüm, park ettiğini anladım ve devam ettim yanından, sağdan sağdan. Bir anda arkamdan gelen bir şoför kulübün kapısından girmek amacıyla sağa kırdı arabasının direksiyonunu ve işte o anda benim de kırıyordu bir taraflarımı. Taksi ile kocaman arabanın arasında kaldım, biraz yalpaladım bisikletin üzerinde ve arabanın bagajına çarpmak suretiyle toparladım. Beni görmemiş, sesi duymamış olamazdı; üzerimde reflektörlü yelek var, bisiklet kullandığım için yüksekteyim, sağdan, tam da onun döndüğü noktadan seyrediyorum…

Ve inanır mısınız aracın sahibinde tık yok! Neyse ki kapıda giriş kuyruğu vardı. Yanaştım arabaya ve “Ne yapıyorsunuz beyefendi?” dedim. Elinde cep telefonu vardı ve bana dönerek “Görmedim, pardon.” dedi. “Elinizde telefon var, tabii ki görmezsiniz.” dedim. “Konuşmuyordum ki…” dedi. “Oradan geçen yaşlı biri ya da bir çocuk da olabilirdi, en azından dönüp bir baksaydınız, bagajınıza çarptım; fark etmediniz mi?” dedim. “PARDON!!! dedim ya, daha ne istiyorsun?” dedi.

Bisikletler Araçlardır!

O anda, o lüks aracın içinden bana “Sen” demeye devam eden kişiye bir şey demedim. Ama işte şimdi açıklıyorum ne istediğimi:

  • Sadece trafikte yol alırken değil, nefes aldığımız hemen her ortamda bizden başka canlıların da bulunduğunu ve hiç ummadığımız anda onlara zarar verebileceğimizin farkında olalım istiyorum.
  • Cep telefonumuzu elimizden 3 dakika bırakırsak ölmeyeceğimizi bilelim istiyorum.
  • Bisikletleri de araçtan sayalım ve görmezlikten gelmeyelim istiyorum.
  • Biri bize “Siz” diye hitap ederken sırf kıyafeti, kullandığı araç, kullandığı dil nedeniyle onu hemen birtakım kalıplara sokup “Sen” demeyi kendimize hak görmeyelim, kimseye saygıda kusur etmeyelim istiyorum.
  • Bir de ‘yaşadığımızın’ bilincinde olalım istiyorum, eğer gerçekten yaşadığımızı hissediyorsak. Ruh gibi yaşamaya çalışıyorsak zaten sanırım yerimiz bu dünya değil.

 

Not: Hazır konu trafikten açılmışken bir çift lafım daha var…

İlki kaldırımlardaki rampalara araba park eden sürücülere: O rampalar engelli, hamile ve yaşlılar ile bebek arabası kullanan ihtiyaç sahipleri kolayca inip çıkabilsinler diye yapıldı inanın ki, siz aracınızı gönlünüzce park edesiniz diye değil.

İkinci sözüm de, kask takmamış olan motor sürücülerini ve artçılarını gösterip de “Memur bey, kasksız gidiyorlar ve neden müdahale etmiyorsunuz?” diye sorduğum ve “Burası yoğun olduğu için biz durdurmuyoruz, ileride de ekiplerimiz var, oraya düşerler nasıl olsa.” diye cevap veren trafik polisine: Peki ya bu sürücüler diğer ekibe ulaşamadan gerçekten düşer, hatta düşerken kendilerine zarar vermemek adına yayalara zarar verirlerse ne olacak memur bey? Aklıma takıldı da, sorayım dedim…

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale