Beslenmede mükemmeli aramayın: Sağlıklı beslenmenin anahtarı “denge”

Siz de diyetin dışına çıktığınızda bu durumu felaket olarak mı düşünüyorsunuz? Ufacık bir hata yaptığınızı düşündüğünüzde dahi kendinizi başarısız mı hissediyorsunuz? “Eyvah kaçamak yaptım!” düşüncesi sizi suçluluğa mı sürüklüyor? Size bir haberim var: Suçluluk duygusu daha fazla yemek yememize sebep olabiliyor ve hedefimize ulaşmamızı engelliyor.

Önce kaçamak konusu ile başlayalım. Sağlıklı beslenmede kaçamak yapmak ne demektir, bunu biraz anlamaya çalışalım. Kaçamak kelimesinin anlamı, “Hoş görülmeyen bir şeyi ara sıra yapmak.” Peki beslenmede hoş görülmeyen nedir? Sağlıksız olarak nitelendirilen ve evet, sağlığa belki de olumlu etkileri olmayan besinlerden tüketmek… Pizza, makarna gibi, tatlı gibi besinleri bunlara örnek olarak gösterebiliriz. İçerik olarak baktığımızda bu besinlerin sağlığımıza iyi gelmediğini söyleyebiliriz. Ancak “Bir lokma bile yememeliyim” stresini ve o stresin yaratacağı sağlık problemlerini de göz önüne almalıyız. Bu, vücudumuza, yaptığımız kaçamaktan (!) daha olumsuz bir etki yaratır. Önemli olan sağlıksız olarak nitelendirilen besinleri ne kadar yediğimize dikkat etmek. Bu şekliyle diyette “kaçamak” yapabiliriz. Aslında denge kurduğumuz zaman kaçamak diye bir kavramdan bahsetmeyiz bile.

Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: Beslenmede kusursuz olmaya çalışmamalıyız. Hayatta kusursuzluk olmadığı gibi beslenmede de kusursuzluk yok. Bazen pizza tüketebilir, hatta tatlı da yiyebiliriz. Yukarıda da bahsettiğim gibi bunun sıklığı ve miktarı bizim sağlıklı ya da sağlıksız olacağımızı belirler.

Gelin birlikte sağlıksız bir gün geçirdiğimizi düşündüğümüz zaman onu nasıl dengeleyeceğimize bakalım şimdi de… Bugün tüm gün dışarıda olduğumuzu ve hep dışarıdan yemek zorunda kaldığımızı düşünelim. Kahvaltıyı müsli ya da yulaflı bir seçenekle geçirdik. Öğle yemeğinde makarna yedik ve akşam da eve dönmeden acıktığımız için köfte tercih ettik. Sonra şunu düşünmeye başladık: “Bugün çok güzel başlamıştım ama sonunu getiremedim. Hep sağlıksız şeyler yedim ve diyetimi bozdum. Ben zaten hep böyle yapıyorum, iradesizim. O zaman bir de tatlı yiyeyim de tam olsun.” Oysa şu açıdan da bakabiliriz: “Kahvaltıyı hafif yapmıştım, ancak seçeneğim olmadığı için makarna ve köfte yedim. Bugün et ve karbonhidratı biraz fazla tüketmiş oldum. Ama sorun değil çünkü yarın daha sebze ağırlıklı, hafif bir gün geçirebilirim.” İkinci düşünce biçimi bize daha fazla alan açtığı için stres yaratmayacak ve üzerine bir de tatlı yiyerek günü daha fazla suçluluk hissiyle kapatmayacağız.

Kendimize şefkatli davrandığımız için sağlıklı beslenmek hüsranla biten bir süreç olmayacak, zaten hayatımızın akışında devam edecek. Sizce de böylesi daha keyifli değil mi?

İlginizi çekebilir: Stres bedenimizi nasıl etkiliyor: Stresinizi azaltacak 4 öneri

Sena Tuvanç Diyetisyen
2013'te Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden mezun oldum. Obezite ve diyabet üzerine çalıştıktan sonra ABD’ye gittim. ABD'deyken birçok eğitim ve kongreye katıldım ve ... Devam