Babalar Günü yaklaşırken: Neden o gün, Anneler Günü’nün gölgesinde kalır?

Haziran’ın 3. pazarı diye başlamak istiyorum satırlarıma. Her zaman Anneler Günü’nün gölgesinde kalmış, neredeyse birçok kişi tarafından “Acaba 2. pazar mı, yoksa 3. pazar mıydı?” diye her yıl aynı yanılgıya düşülen, kendine asla uygun bir değer bulamamış, çoğu baba tarafından pek de önemsenmeyen babalar gününden bahsediyorum elbette.

Anneler Günü denildiğinde kalpleri pıt pıt atan birçok insanın, çoğu zaman Babalar Günü’nde bir hediye bile aklına gelmemesi normaldir belki de. Mayısın daha ilk gününden itibaren başlayan ve firmaların bizleri neredeyse delirtecek şekilde uyguladıkları kampanya reklamlarını bir anda unutup, belki de Babalar Günü’nden yalnızca birkaç gün önce hatırlamaları ve hızlıca bir kampanya patlatmaları da cabası.

Benim gözümde de birçokları gibi 2. sırada yer alan Babalar Günü, Anneler Günü ile hiçbir zaman yarışamamıştı. Belki babamın uzakta olmasından, belki de onun yalnızca bu gibi günlerde değil de insanlara her gün değer vermiş olmasından kaynaklanmıştı bu durum. Ama biliyordum, içten içe hep bekledi telefonumuzu o çok da önemsemediği babalar gününde bile. İnanın hepsi de böyle hissediyordur.

Bugün aklımdan geçen ve sizlerle paylaşmak istediğim konu ise bambaşka bir şey.

Düşündünüz mü neden diye bu Babalar Günü’nün bu kadar değersiz, hep arka planda oluşu? Tabii ki annelik en kutsal değerdir şu hayatta, aksi iddia edilemez bile. Ama babalarımız da bizleri hayata getiren ve hayatımızı güzelleştirmek adına uğraşan bireyler değil mi sonuçta? Uzak ya da yakın, iyi belki kötü, hayatta veya değil onlar da canlarımız hiç kuşkusuz.

Demiyorum ki tüm anneler melek. Birçok anne okuyoruz, hatta görüyoruz evladını bırakıp giden, evladını katleden. Bunun yanında birçok baba görüyoruz evlatlarına hem anne hem baba olan, kimseye muhtaç etmeyen. Yine de bir annelik kavramı var şu dünyada, hiçbir şeyle kıyaslanması mümkün olmayan.

Nedendir peki Anneler Günü’nde tüm dünyayı saran bu coşkunun Babalar Günü’nde hep daha az hissedilmesi, hep karambole gelmesi? Benim bir fikrim var bu konuyla ilgili. Bakalım kaç kişi bu şekilde düşünüyor. Bakalım kaç kişi bana hak veriyor.

Sadece bizim toplumumuzda değil ama, genel olarak dünyada olan ataerkil düşünce yapısına bağlıyorum ben biraz bunu. Şöyle ifade edeyim; toplumlarda her zaman erkek egemen olduğundan, hep onlar ön planda olduğundan, genele bakıldığında dünyayı onlar yönettiğinden dolayı birileri çıktı ve belki de dediki; hadi şu kadınlara da birkaç gün verelim. Hadi yılın bazı günlerinde de onları sevindirelim. Bakınız; Anneler Günü ve Kadınlar Günü.

Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum ama; kadınların hep 2. plana atıldığı dünyamızda, en çağdaşından en ilkel olanına kadar tüm ülkelerde erkek bireylerin hep söz haklarının kadınlardan öncelikli olmasına bağlıyorum ben bu işi. Ne de olsa hep onların dedikleri oluyor ya, belki de yılın iki ya da üç gününü de kadınlara adamayı seçmişlerdir. Üç diyorum çünkü, Sevgililer Günü’nde de hep kadınlara yönelik oluyor tüm kampanyalar tüm yaratılan algılar, sanki kadın kendi kendine kutluyormuş gibicesine…

Söylemek istediğim, aslında Anneler ve Babalar Günü’nün herhangi bir farkı olmaması gerektiği. Her ikisi de aynı değeri görmeli, gerek biz evlatlar gerekse kampanyaları gözümüze gözümüze sokan markalar tarafından. Nasıl ki Anneler Günü’nü kutluyorsak büyük bir coşkuyla, babalar günü için de aynı coşkuyu hissedebilmeli insan.

Bunun yanında, nasıl ki her zaman son raddesine kadar veriyorsak erkeklere söz hakkını, her zaman her koşulda, gerek halk gerek devletler olarak destekleniyorsa erkekler, aynı desteği tüm dünyadaki kadınlara da göstermeliyiz hem erkekler hem kadınlar olarak. O hissedilen coşkuyu yalnızca Anneler Günü, Kadınlar Günü, bilmem ne gününde değil, yılın her gününde hissettirebilmeliyiz dünyadaki tüm kadınlara.

Her zaman inandığım bir şey varsa, o da kadınlara daha çok özgürlük, daha çok konuşma hakkı verilse, toplumları erkekler değil de kadınlar yönetse dünya bambaşka bir yer olurdu.

Farkındayım elbet Babalar Günü’ne 2 gün kala kadınları fazla övdüğümün. Ama erkek egemen bir dünyada hepimizin bir anadan çıktığını da unutmamamız gerekiyor bana göre.

Her şeye rağmen tüm babalarımız, abilerimiz, dostlarımız, erkek kardeşlerimiz, amcalarımız, dayılarımız, dedelerimiz iyi ki sizler de varsınız. Hayatta olan olmayan tüm pederlere sevgilerimle. Babalar Günü’nüz kutlu olsun.

İlginizi çekebilir: Anneler günü gelirken: O gün bir gün müdür?

Gizem Okut
1986 yılında İstanbul’da doğdum ve Kıbrıslıyım. 2010 yılında DAÜ’de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ... Devam