X

Ay Çekirdeği Kaç Kalori?

Ay çekirdeği, ayçiçeği bitkisinin çekirdeklerinden meydana gelir. Bütün çekirdeği tüketmek mümkün olsa da insanlar genel olarak sadece kabuğunun içinde bulunan etli kısmını tüketmeyi tercih ederler. Dışta bulunan kabuk genel olarak lifli bir yapıdadır ve sindirmesi zor olabilir.

Ay çekirdeği düşük karbonhidratlı bir gıdadır ve vitaminler, mineraller ile sağlıklı yağlar bakımından zengindir. Yılın her zamanında bulunur oldukları için iyi bir atıştırmalık olurlar ve salatalar ile diğer basit yemeklere de çok yakışırlar.

Ay Çekirdeği Kaç Kalori, Besin Değeri Nedir?

Aşağıdaki bilgiler 34 gram kadar tutan kuru ve kavrulmuş tuzsuz ay çekirdeğinin sadece iç kısmı içindir.

  • Kalori: 207 kcal
  • Yağ: 19 g
  • Sodyum: 1 mg
  • Karbonhidrat: 7 g
  • Lif: 3.9 g
  • Protein: 5.8 g

Karbonhidrat

34 gram kadar ay çekirdeğinin yaklaşık olarak 207 kalorisi vardır ve 7 gram karbonhidrata sahiptir. Bu karbonhidratların yaklaşık olarak yarısı kadar liflerden oluşur, gerisi ise nişastadır.

Ay çekirdeğinde neredeyse hiç şeker olmadığı için düşük glisemik bir gıda olarak görülür. Bir porsiyonunun tahmini glisemik yükü 0 olarak görülmektedir.

Yağlar

Ay çekirdeğindeki kalorilerin büyük kısmı yağlardan kaynaklanırlar. Bir porsiyonda 19 gram kadar yağ alırsınız. Ancak bu yağların büyük kısmı sağlıklı yağlardır ve çoklu ile tekli doymamış yağ asitlerinden oluşurlar. Bir porsiyonda sadece 2 gram kadar doymuş yağ vardır.

Protein

Bir porsiyon ay çekirdeğinden neredeyse 6 gram kadar protein alabilirsiniz.

Vitamin ve Mineraller

Ay çekirdeği mineraller ve vitaminler bakımından çok zengindir.

Mükemmel bir E vitamini kaynağıdır ve bir porsiyonu günlük E vitamini ihtiyacının %50’sini karşılamaya yardımcı olur. Ayrıca iyi bir thiamin kaynağıdır ve niasin, B6 vitamini ve folat gibi diğer besinleri de azar azar barındırır.

Ay çekirdeğinde bakır, magnezyum, fosfor, manganez ve selenyum ciddi oranda bulunur, çinko, demir ve potasyum ise daha az miktarda vardır.

Ay Çekirdeğinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Ay çekirdeğinin sağlığa faydaları onun sağladığı besinlerden kaynaklanır ve bunlar arasında en dikkat çekici olanları ise lifler ve E vitaminidir.

Sağlıklı Sindirimi Destekler

Lifli gıdalar sindirim sistemini sağlıklı tutmaya yardımcı olurlar. Lifler karbonhidratların sindirilemez kısımlarıdırlar. Gıdaların tüketimi, sindirimi, emilimi ve metabolizmaya katılımlarını düzenlerler. Bazı lifler fermente olabilir durumdadırlar ve bunlar kalın bağırsaklarınızdaki bakteriler içn sağlıklı bir ortam oluştururlar.

Ay çekirdeğinin iç kısmı da biraz lif sağlar ancak tüm çekirdeği tüketirseniz daha fazla faydası olur çünkü bütün kabuğu liften oluşur.

Kabızlığı Hafifletebilir

Ay çekirdeğinin sahip olduğu lifler dışkının yumuşamasını sağlayarak kabızlığa engel olabilirler. Bazı insanlar için bu sağlık için önemli olabilir. Çalışmalara göre günlük lif alımını arttırmak kabızlığı olan insanlarda tuvalete çıkmayı kolaylaştırıyor. Ancak bir çalışmanın yazarlarına göre illa ki dışkıyı daha kolay çıkabilir hale getirmeyebilir. Bu nedenle laksatif kullanımı yine de gerekli olabilir.

Sağlıklı Kilo Yönetimine Yardımcı Olabilir

Lifler doygunluk verirler. Çalışmalara göre bol lifli beslenen insanların daha sağlıklı kiloda olma eğilimleri var. Yapılan çalışmalara göre liflerin tüketimini arttırmanın obezite ve tip-2 diyabet gibi metabolik rahatsızlıklar ile ters ilişkisi vardır.

Hastalık Riskini Azaltabilir

Araştırmalara göre bol lifli beslenenlerin kalp hastalıkları, diyabet ve bazı kanser türlerine dair riskleri daha düşük olmaktadır. Bol lifli beslenmenin kandaki yağ oranında azalma sağlayabildiği, kan şekerini düşürebildiği ve yüksek kolesterole engel olabildiği belirtiliyor.

Ayrıca daha lifli beslenmenin kolon kanseri başta olmak üzere bazı kanser türlerinin riskinde azalma sağlayabildiği belirtiliyor. Büyük bir çalışmanın yazarlarına göre çok lif tüketenlerin farklı kolon kanseri türlerine dair riskinde azalma olmaktadır.

Hücre Hasarını Sınırlar

E vitamini normal sinir işlevlerine yardımcı olan, bağışıklık sisteminin iyi çalışmasını sağlayabilen yağda çözünen bir vitamindir. Aynı zamanda antioksidan özellikleri olduğu bilinmektedir.

Antioksidanlar bedende bulunan hücrelerin serbest radikallerden hasar görmelerine engel olurlar. Beden serbest radikalleri doğal yoldan oluşturur ancak sigara dumanı gibi çevresel toksinler de bedendeki serbest radikal miktarında artışa yol açabilirler.

Uzmanlar antioksidanların takviyeler yerine gıdalardan alınmalarını öneriyorlar. Meyveler, sebzeler, kuruyemişler gibi gıdalar diğer besinler ile birlikte antioksidanlar da sağlarlar.

İnflamasyonu Azaltır

Kısa süreli inflamasyon doğal bir bağışıklık tepkisi olsa da, kronik inflamasyon pek çok kronik hastalık için bir risk faktörüdür. Örneğin kanda c-reaktif protein adlı inflamasyon öncülünün bulunmasının kalp hastalıkları ve tip-2 diyabet riskiyle bağlantısı vardır.

6000 yetişkin ile yapılan bir çalışmada ay çekirdeği ve diğer çekirdek türlerini haftada beş defa tüketenlerin c-reaktif protein düzeylerinde çekirdek tüketmeyen insanlara göre %32 azalma görülmüştür. Ancak bu çalışma doğrudan bir sebep sonuç sunmadığından dikkatli olmak gerekir.

Ay çekirdeğinde bulunan flavonoidler ve diğer bitkisel bileşenler inflamasyonun azaltılmasına yardımcı olabilirler.

Ay Çekirdeğinin Zararları Nelerdir?

Çeşitli kuruyemişlere karşı pek çok alerji türü vardır. Ayrıca farklı bir kuruyemişe olan alerjiniz başka kuruyemişlere de tepki göstermenize yol açabilir. Bu nedenle haşhaşa alerjiniz varsa, ay çekirdeğine de alerjiniz olabilir.

Eğer alerjiniz varsa veya şüphe ediyorsanız, bir sağlık kurumuna görünmeyi unutmayın.

Ay çekirdeğini kabuğuyla birlikte tüketecek olursanız özellikle çok tüketimde bazı yan etkiler ortaya çıkabilir. Çünkü kabuğu sert ve keskindir. Buna ek olarak çok fazla kabuk tüketmek ağır bir kabızlığa yol açabilir. Bu kabuklar sindirim yollarında hasara da yol açabilirler. Bu sorun genelde çocuklarda sık görülmektedir ve tıbbi operasyon gerekebilir. Bu nedenle sadece iç kısımlarını tüketmeye özen göstermek gerekir.

Saklama ve Kullanma Önerileri

Ay çekirdeğinin yağ içeriği yüksek olduğu için doğru şekilde depolanmazsa bozulma eğilimi vardır. Bu nedenle hava almayan bir kapta buzdolabında üç aya kadar saklanabilir. Ayrıca buzlukta saklamak da mümkündür.

Çekirdekleri doğrudan atıştırmalık olarak tüketebilirsiniz. Ancak aşırıya kaçmamak için bir kapla porsiyonları ayırmak daha iyi olur. Doğrudan avuç avuç yemek fazla kalori alımı ile sonuçlanabilir. Tek seferde 35 gramdan fazlasını tüketmemeye çalışın.

Onu bir meyveyle birlikte tüketmek isterseniz, kalorileri azaltmak için porsiyonu yarıya bölün. Ancak çekirdekleri sebze dolu bir salataya ekleyecekseniz bir yemek kaşığı kadar koymak yeterli olacaktır. Onu mezelere eklemek ise lif, doku ve kalp dostu yağlar sağlar. Kavurarak veya çiğ olarak eklenebilirler.

Kavurmak için ay çekirdeklerini bir yağlı kağıda koyun ve üzerine biraz baharat ile zeytinyağı katın. 3-4 dakika kadar 200 derecede fırında kavurmak yeterli olacaktır.

Çekirdekleri öğütüp et ve balıklara toz olarak eklemek de mümkündür. Yoğurda, peynire, smoothielere aroma vermesi için katılabilir. Ayrıca ekmeğe, pankeklere, tatlılara katılabilir. Granola yapımında da kullanılabilir.

Yer fıstığına alerjiniz varsa ezerek ezmesini hazırlayabilirsiniz. Aynı zamanda ayçiçek yağı üretiminde de kullanılmaktadır.

Sonuç Olarak

Ay çekirdeği yemişsi, gevrek ve lezzetli bir atıştırmalıktır ve pek çok yemeğe de eklenebilir.

İçerisinde inflamasyonlarla, kalp hastalıklarıyla ve tip-2 diyabetle savaşa yardımcı olan pek çok besin ve bitkisel bileşen vardır.

Kalori yoğun bir gıda olduğu için istenmeyen yan etkilerden kaçınmak için aşırı tüketimde bulunmamak uygun olur.

Kaynaklar;

https://www.healthline.com/nutrition/sunflower-seeds

https://www.webmd.com/diet/health-benefits-sunflower-seeds

https://www.verywellfit.com/calories-in-sunflower-seeds-and-their-health-benefits-4119941

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale