X

“Atla Gelişelim”: İç dünyamıza farklı bir yolculuk

Atlarla İletişim Kurmak

Kişisel gelişim, hiç durmayan ve sürekli gelişen bir sektör. Durum böyle olunca, her gün farklı uygulamalarla karşılaşmak da mümkün.

Son zamanlarda kulağımıza çalınan “Atla Gelişelim”, adını ilk duyduğumda beni en çok şaşırtan uygulamalardan biri olmuştu. Merak edip, uygulamayı keşfetmek, Atla Gelişelim’in kurucusu İlginay’la tanışmak ve atlarla vakit geçirmek için soluğu Villa Fe’de aldık.

Bizi kapıda İlginay, Villa Fe’nin sahibi Ferhan Hanım ve otelin işletmecisi Sevinç Hanım’la birlikte sevgili atımız Kızım (İzmir Ateşi) karşıladı.

Atlarla İletişim Kurmak

Öncelikle Çatalca’daki Villa Fe’nin, İstanbul’un içinde ama telaşenin, koşturmacanın dışında, ferah, rahatlatıcı bambaşka bir ortam olduğunu söylemeliyim. Villa Fe’nin sahibi Ferhan Hanım, Akdeniz tarzında inşa ettirdiği, dünyanın farklı yerlerinden topladığı antikalarla ve el yapımı mobilyalarla döşediği evini 2 sene önce butik otele dönüştürmüş. 36 kişiyi ağırlayabilen otel, aynı zamanda bir fidanlık ve arboretum. Villa Fe’yi yakın zamanda tekrar ziyaret edeceğimizi de belirtmeden geçmeyelim.

Atla Gelişelim’e gelirsek;

Atla Gelişelim’in kurucusu İlginay Göbüt Göksel, 18 sene telekomdan pazarlamaya birçok sektörde çalıştıktan sonra, tutkularının peşinden gitmeye karar veriyor. Atları daha yakından tanımak için Almanya’da eğitimlere katılıyor. Böylece 1994 yılında başladığı binicilik sporunu ve çok sevdiği atları at destekli eğitimler verdiği kariyerine dahil etmiş oluyor.

Atla Gelişelim, kişisel ve profesyonel gelişim için; anda var olan, bizi tanıyan ve olduğumuz gibi yansıtan atlarla çalışmamıza olanak sağlayarak, bu dört ayaklı eğitmenlerle beraber farkındalığa ulaşmamıza ve kendimizi tanımamıza yardımcı oluyor.

 

Atlarla iletişim kurmak

Yapılan araştırmalar, iletişim kurmakta sözcüklerin öneminin sadece %7 olduğunu gösteriyor. Beden dili doğru şekilde iletişim kurmamıza %55 oranında yardımcı olurken, karşımızdakinin bizi doğru şekilde anlamasında vurgu ve tonun önemi ise %38.

Bize analitik düşünmeyi öğreten eğitim sistemi ve çalışma hayatı, kendimizi ifade etmemizi zorlaştırırken, yanlış anlaşılmalar ilişkilerimizin bozulmasına ve hatalar yapmamıza neden olabiliyor. İletişim kurarken, atların yapamadığı işin sadece %7’lik kısmı oluyor.

Atlar, düşünen beyni otantik olmadığı için reddediyor ve duygulara odaklanıyor. Tüm hayvanlardaki sezgi becerisinin yanı sıra yansıtma yeteneğine de sahip olan atlar, iç enerjimizi okuyarak aynı şekilde bize yansıtıyor.

Diğer yandan, insanların kişisel alanı 1000 metreküplük bir alanla sınırlıyken, atların farkındalık balonu 15 milyon metreküpe kadar çıkıyor. Bu noktada atlar, adeta birer duygu dedektörü olarak görev yapıyor.

Atların becerisi bununla da kalmıyor. Özellikle otistik çocukların gelişimine katkı için kullanılan Hipoterapi yani atla fiziksel tedavi metodu, Türkiye’de özellikle Kocaeli Üniversitesi’nde araştırılıp uygulanıyor. Otistik çocuklarda %40 oranında gelişim sağlanan hipoterapi uygulamalarını ise diplomalı hipoterapistler yapıyor.

Atlarla birlikte yapılan kişisel gelişim seminerlerinde birlikte çalışılan atın genç, iyi bakılmış ve travma geçirmemiş olması gerekiyor. Kızım, 7 yaşında ve uygulama için çok uygun.

Atlarla İletişim Kurmak

Atlardan neler öğrenebiliriz?

Atların karar alma aşamasında uyguladıkları “3 adım metodu”, karar alma mekanizmamızı önyargılarımızdan sıyırmamıza olanak veriyor. Önyargısız ve dürüst geribildirim veren atlar; duygu ile davranış arasındaki farkı da belirleyebiliyor. Karar vermeden önce,

  • Duyguları saf olarak algılıyor,
  • Bulunduğu duruma göre karar veriyor ve
  • Normal hayatına geri dönüyor.

Bu noktada, örneğin kendisine yaklaşan bir jaguarın aç olmadığını algılayan at, onu tehlike olarak görmüyor.

Atların gözleri arasındaki mesafe 15 derecelik bir görüş kaybına neden oluyor. Aynı görüş kaybı kuyruk bölgesinde de olduğundan, 330 derecelik bir alanı kesintisiz görebiliyorlar. Bu kadar geniş bir bakış ve algılama açısı, çevrelerini doğru şekilde algılamalarına olanak sağlıyor. Atların ve Atla Gelişelim’in panoramik açısı, içinde bulunduğumuz durumu yansıtırken; karar vermeden önce bütün olanakları değerlendirmemize ve gitmek istediğimiz noktayla bağlantı kurmamıza yardımcı oluyor.

Atların sezgi alanı içerisinde çevresel alan, bağlantı alanı ve kişisel alan olmak üzere 3 farklı alan bulunuyor. Bu alanların her birinin sınırına yaklaştığımızda ise atlar bize tepki veriyor. Bu sınırların ve tepkilerin bilincinde olmak, aslında insanlararası iletişim kurarken de oldukça önemli bir nokta.

Atların profesyonel hayata katkısı ise, aslında genellikle 30 bireyden oluşan ekiplerindeki hiyerarşi kurma metotlarına bakılarak görülebilir. Normalde herhangi bir hiyerarşiyle yaşamayan atlar, ihtiyaç durumunda ihtiyaç duydukları konuda en tecrübeli olanı seçerek takip ediyor. Durumsal liderlik anlayışlarının, profesyonel hayattaki uygulamalarının olumlu sonuçlar doğuracağı fikrindeyim.

Atlarla İletişim Kurmak

Benim deneyimime gelirsek;

Teorik eğitimden sonra Kızım’la vakit geçirmek için bahçedeki yerimizi alırken, bizden istenilen şeyler; Kızım’ın tepkileri konusunda dikkatli olmak, kesinlikle arkadan yaklaşmamak ve durmasını istediğimiz noktada öncesinde bize verilen kamçıyı kararlı bir şekilde yere vurarak Kızım’ı durdurmak.

Hayvanlarla hemen samimi olamayan, sosyal hayatımda ise çevremde insanların bulunmasından hoşlanan, herkesle yakın olmak isteyen ama çabuk yaklaşamayan ben; Kızım’la bir araya gelmeden önce bunları aklımdan geçiriyordum. Kızım’ın bulunduğu alana girince; elimdeki kamçıyı saklayarak Kızım’a doğru ilerlemeye başladım.

Kızım’ın tepkilerini anlamlandırmaya çalışarak ilerlerken, çevresel alanını geçip bağlantı alanına girmeye başladığımı bakışlarıyla ve duygusal yoğunlukla hissettim. Bir yandan yavaş ve dikkatli adımlar atarken, diğer yandan da onunla konuşuyordum.

“Yanına gelmek istiyorum ama çekiniyorum. Seni rahatsız etmek istemiyorum…”

O anda Kızım, romantik bakışmamızı sona erdirerek bana doğru bir adım attı ve kişisel alanına girmeme izin verdi. Kızım’ın bana verdiği bu cesaretle ben de ona iyice yaklaştım ve kucaklaşmamızı gerçekleştirmiş olduk. 🙂

Atlarla İletişim Kurmak

Kızım’la geçirdiğim vakit sonrası, çevremdeki kişilerle kurduğum iletişim ve ilişkiler konusundaki fikirlerimi netleştirmiş oldum. Diğer yandan, geçmiş ve gelecek arasında gezinen beynimi susturarak, sadece ana odaklanmayı ve anda var olmayı başardım.

Atla Gelişelim hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz;

  • Atla Gelişelim’in web sitesini ziyaret edebilir,
  • 16 Temmuz (bugün) 20:00’da BJK TV’de yayınlanacak olan ve İlginay Göbüt Göksel’in katılacağı Artistik Futbol programını seyredebilir,
  • 20 Temmuz Cumartesi akşamı TRT Fm’de yine İlginay Göbüt Göksel’in katılacağı Cumartesi’den Pazar’a programını dinleyebilirsiniz.
Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale