X

Açelya Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Açelya az yapraklı, gölgeyi seven ve devamlı yeşil kalan bir bitkidir. Etkileyici beyaz, mor, sarı ve kırmızı çiçeklere sahiptir ve bunlar arasındaki tonları da barındırabilir. Bahar aylarında bahçenizde huni şekilli filizler ortaya çıkacaklardır. Açelyanın her gün en az dört saat gün ışığına ve çok sıcak yaz aylarına sahip yerlerde öğleden sonra gölgesine ihtiyacı vardır. Toprağı nemli, asidik ve besleyici olmalıdır.

Açelya en iyi bahar ve sonbahar başları döneminde dikilmelidir. Gelişimi türüne göre değişir ancak çoğu yavaş gelişimlidir. Tam boyutuna ulaşması 10 yılı bulabilir. Açelyanın insanlar ve hayvanlar için toksik olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Açelya Bakımı

Açelya yetiştirmek için dikkat edilmesi gereken temel şeyler şöyledir:

  • Gevşek, su drenajı iyi, asidik toprakta yetişir.
  • Toprağın yeterince asidik olduğunu görmek için numune ile pH ölçümü yaptırın.
  • Nötr ve alkali topraklarda turba yosunu ile drenajı iyileştirin ve toprağın asitliğini arttırın.
  • Yoğun toprağa sahip yerlerde yapay banketler oluşturun, böylece toprak daha gözenekli olabilir.
  • Toprağı nemli tutmalısınız ancak su içinde olmamalı.
  • Bitkinin her gün en az dört saat güneş alması gerekiyor. Çok sıcak yerlerde biraz gölge de alan yerlere dikin.

Işık

Açelya bir kaç saat sabah güneşi aldıktan sonra kısmen gölgede kalacağı yerlerde iyi yetişir. Böylece hava çok sıcak olursa çiçeklerin solmaları önlenir. Açelya soğuk iklimlerde tüm gün güneş alsa da olur ama sıcak bölgelerde biraz gölgeye izin verilmeli.

Toprak

Açelya pH değeri 4.5-6 aralığında olan asidik toprakları sever. Bu nedenle saksıda alırsanız içi turba yosunu ile dolu olacaktır. Toprağın drenajı her zaman iyi olmalıdır ve bol organik maddeye sahip yüksek besinli olmalıdır. Açelya çam iğneleri gibi doğal malçların yaygın olduğu yerlerde daha iyi yetişir.

Su

Açelyanın çiçek açması için su gerekir. Bahardaki yağmurlar genelde iyi işe yararlar. Fakat bahar ayları kuru geçerse fazladan sulamak fayda sağlar.

İlginizi çekebilir: Yaprak Güzeli Çiçeği Bakımı

Sıcaklık ve Nem

Açelyanın sıcak ve neme dayanıklılığı türüne göre değişir ve bu nedenle dikim alanına uygun bir türünü seçmek çok önemlidir. Çok soğuk olursa filizlenme olmaz, çok sıcak olursa bitki ve çiçekler sıcaktan yanabilirler. Ayrıca mantarlanma da sıkıntı olabilir ve bu nedenle hava dolaşımı iyi olmalı ve çiçekler birbirlerine çok yakın dikilmemeliler.

Gübreleme

Açelya biraz gübreleme yapılırsa iyi yetişir. Kış sonunda veya bahar başında gübreleme yapmak gerekir fakat Mart’ın son haftasından sonra gübreleme yapmayın.

Asitleştirici gübreler toprağın nötr veya alkali olduğu bölgelerde faydalı olurlar. Eğer toprağın nasıl olduğunu bilmiyorsanız nitrojen, fosfor ve potasyum içeren gübreler işinize yarayabilirler.

Budama

Açelyanın budanması mecburi değildir çünkü biraz kendi haline bırakılırsa en iyi büyümeyi gösterir. Bununla birlikte hafifçe bir budama daha dolgun bir çalı ve iyi bir büyüme elde etmenizi sağlayabilir. Yaz aylarında filiz verir ve bu nedenle bahar sonunda çiçekler düştüğü zaman budama yapmak en iyisidir.

Ölmüş çiçeklerin başlarını kopartmak bitkinin daha iyi görünmesini sağlayacaktır ve ayrıca onun enerjisini yeşil bölgelere aktarmasına yardımcı olacaktır. Fakat mevcut çiçeklerin altında gelecek senenin filizleri oluştukları için bu iş dikkatle yapılmalı. Dikkatli olmazsanız gelecek senenin çiçeklerini kopartmanız da mümkündür.

İlginizi çekebilir: Yakut Kolyesi Çiçeği Bakımı

Saksı Değiştirme

Açelyanın küçük türleri saksıda oldukça iyi yetişir. Özellikle bahçe toprağınız uygun değilse saksıda yetiştirmek daha iyi olabilir.

Saksının genişliğinin ve derinliğinin iyi olması gerekir. Seramik ve beton saksılar en iyisi olurlar. Toprağı hafif, drenajı iyi ve asidik olmalıdır. Perlit veya vermikulit destekli saksı toprakları genelde uygun olurlar.

Saksıdan bahçeye aktarmak gerektiğinde saksı kadar derin bir çukur kazın ama genişliği saksının iki katı olsun. Biraz turba yosunu ve kompost ekleyerek toprağın pH değerini ve dokusunu iyileştirin.

Kış Dönemi

Yaz ortasından sonra açelyanın beslenmesi azaltılmalıdır ve sulama ise sonbahar başlarında biraz azaltılarak bitkinin kışa hazırlanması sağlanmalıdır. Fakat bir kaç sert dondan sonra bitkiye tekrar derin sulama yapmak soğuk yanmalarına engel olacaktır.

Bitkinin uyumasının ardından dibini biraz malçlamak fayda sağlayabilir. Fakat malç bitkinin gövdesinden biraz uzakta olsun. Toprak ısınınca bunu kaldırmanız gerekecektir.

Eğer açelyanızda kış hasarı görürseniz, kışları üstünü bir şeyle kapatarak biraz korumanız gerekiyor olabilir. Bu çok çekici bir çözüm olmadığından genelde soğuğa dayanıklı türler seçmek uygun olabilir.

İlginizi çekebilir: Latin Çiçeği Bakımı Nasıl Yapılır?

Yaygın Hastalıklar ve Böcekler

Açelyayı etkileyen hastalık ve böcekler genelde türüne ve bölgesine göre değişim gösterirler. Ancak genel olarak hastalık ve böceklere karşı açık bir bitki olduğunu bilmekte fayda var.

Çeşitli yaprak bitleri, çekirgeler, solucanlar, tırtıllar, maytlar, sinekler gibi şeyler ona saldırabilirler. Neem yağı gibi bazı yağ türleri bu böceklere karşı fayda sağlayabilirler. Ayrıca bahçenizde avcı böcekler olması da fayda sağlayacaktır.

Mantarlanma ve viral hastalıklar da açelyaya saldırabilirler. Bunlar genelde kozmetik sıkıntılara yol açıp ciddi hasar yaratmazlar ama genelde mantar ilaçları işe yarar. Fakat köklerde çürümeye sebep olan mantarlar bitkinin ölmesine sebep olabilirler. Bunlar genellikle sıkı, ıslak ve drenajı kötü topraklarda ortaya çıkarlar ama toprağınızda bu mantarlar varsa bazı açelya türlerini yetiştirmeniz mümkün olmayabilir. Yaygın mantar türlerine direnci olan türlerini seçmek daha iyi olacaktır.

Açelyanın Çiçek Açması Nasıl Sağlanır?

Uygun konumdaki olgun ve sağlıklı bir açelya, genelde müdahale etmeden çiçek açar. Fakat sizinki açmıyorsa bunun sebepleri şunlar olabilirler:

  • Çok fazla azot bitkinin bol bol yeşillenmesini sağlar ama çiçek açmaz. Eğer besliyorsanız dengeli bir 5-5-5 veya 15-15-15 gübre iyi olacaktır. Ayrıca asidik bir gübre de kullanabilirsiniz.
  • Çok az güneş de çiçek açmasına engel olabilir. Bu bitki genellikle biraz gölge sever fakat sabahları güneş alması gerekir.
  • Saksıda kökleri birbirine dolanmış olanları da çiçek açmayı reddedebilirler. Bu nedenle onu toprağa aktarırken kök topuna bakın ve çok sıkı duruyorlarsa biraz açın.
  • Yanlış budama ve yeni filizleri kopartmak da çiçek oluşmasını önler.

Açelya genellikle bahar ortasında çiçek açar fakat bazı türleri daha erken veya geç çiçek açabilirler. Genelde iki hafta boyunca çiçek açar ama yağmur ve rüzgar hasarı bu süreci etkileyebilir. Çiçeklerin kokusu bazı türlerde yoktur, bazılarında ise güzel bir kokusu vardır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale