X

5.Babylon Soundgarden Festivali, 23 Mayıs’ta Kilyos’ta

Babylon Kilyos’un yeşille maviyi buluşturan etkileyici doğasında yapılacak Babylon Soundgarden Festivali’nin beşincisi, 23 Mayıs Cumartesi günü gerçekleştirilecek. Festivalde bu sene sahne alacak isimler arasında; Anna Calvi, Wild Beasts, Goat, Orlando, Nathan Fake, Teed, Kim Ann Foxman, Acid Arab, Mo Kolours, Dengue Dengue Dengue, Zahed Sultan, Gaye Su Akyol, Ayyuka, Mode XL, Kalben, Nilipek., Can Kazaz var.

Bu yıl itibariyle Babylon Kilyos’ta düzenlenecek festival, dört farklı sahnede festival katılımcılarına gün boyu keyifli anlar yaşatacak. Karanlık, romantik ve atmosferik pop parçalarıyla ünlenen Anna Calvi, indie rock’un efsane isimleri Wild Beasts, acid house ve teknonun en önemli projelerinden Acid Arab ile psikedelik rock ve folk rock’ın son dönemdeki ünlü grubu Goat, Nijeryalı saksafon efsanesi Orlando Julius ve grubu The Heliocentrics ve DJ setiyle T.E.E.D festival programında yer alıyor. Babylon Soundgarden’ın vazgeçilmez buluşma noktalarından Red Bull Music Academy Sahnesi’nde ise Nathan Fake (DJ Set), Kim Ann Foxman, Acid Arab (Live), Dengue Dengue Dengue, Mode XL, Zahed Sultan (Live) ve Mo Kolours festivale katılanlarla bulaşacak. Festivalde her yıl olduğu gibi bu sene de lokal sahnenin en iyileri müzik severlerin karşısına çıkıyor. Rock müzikle Türk sanat müziğini başarıyla sentezleyen Gaye Su Akyol, İstanbul alternatif müzik sahnesinin en iyilerinden Ayyuka ile sesi ve gitarıyla son dönemin en dikkat çeken isimlerinden Kalben, festivalin konuk sanatçıları arasında bulunuyor.

Konserlerin yanı sıra Babylon Soundgarden, bu yıl da gün boyu devam eden etkinliklere ve gelenekselleşen aktivitelere ev sahipliği yapıyor. Radyo Babylon ile Silent Disco ve Babylon ruhunu taşıyan ürünlerle Babylon Pazarı, Babylon Soundgarden ziyaretçilerine deniz kıyısında doğanın ve iyi müziğin bir araya geldiği bir ortam sunuyor.

Sanatçılar

Anna Calvi

Çocukluğunu farklı kültürlerden ve janrlardan müzisyenleri dinleyerek geçiren İngiltere doğumlu Anna Calvi’ye, bu eklektik dağılım Maria Callas’tan Rolling Stones’a kadar sayısız sanatçıyla aşina olmasını sağladı. Sesi ve müzikal tarzı PJ Harvey ve Siouxsie Sioux’a benzetilen müzisyen, 6 yaşında keman, 8 yaşında gitar çalmaya başladı. Üniversiteyi de bir keman virtüözü olarak tamamlayan Calvi, müzikal kariyerinin başında birçok single yayınladı. Ancak onun yıldızının parlamasını sağlayan Nick Cave ile 2010 senesinde çıktığı Grinderman turnesi oldu. 2011’de kendi ismini taşıyan “Anna Calvi” isimli albümünü piyasaya sürdü. Albümde Brian Eno, Dave Okumu ve Emma Nathan gibi müzisyenleri misafir etti. Albüm müzik çevrelerince övgüyle karşılandı. Indie pop’un en yetenekli isimleri arasına giren Calvi, kendisine Mercury Ödülü’nü kazandıran ikinci albümü “Breath”in ardından eski parçaların cover’larından oluşan ilk EP’si “Strange Weather”ı yayınladı.

Wild Beasts

İngiliz indie rock grubu Wild Beasts, 2006 yılında çıkardıkları ilk single’ı “Brave Bulging Buoyant Clairvoyants” ile müzik piyasasına başarılı bir giriş yaptı. Bu başarının ardından alternatif müziğin en önemli plak şirketlerinden Domino ile anlaşarak “Limbo, Panto”, “Two Dancers” ve “Smother” albümlerini çıkardı. Esas başarılarını 2009 yılının en iyi albümleri listesinde ilk 10’da yer alan ve Merkür Ödülleri’ne aday olan “Two Dancers” ile yakalayan grup, yenilikçi gitar tarzları ve derin altyapılarını solist Hayden Thorpe’un yüksek perdeli tenor sesiyle birleştirerek parçalarına görkemli bir hava kazandırıyor. Son olarak 2014 yılında piyasaya sürdükleri “Present Tense” albümü ile adından söz ettiren grubun konserleri, müzik otoritelerince “haftanın konseri” olarak konumlandırılıyor.

Goat

İsveç yakınlarında yer alan Korpilombolo’da kurulan Goat’un müziğinde kuruldukları kasabanın coğrafi ve demografik etkileri müziğinde hissediliyor. 2012 tarihli çıkış albümleri “World Music”in ardından müzik çevrelerinden olumlu eleştiriler alan grup, Pan-kültürizmine atıfta bulunan ses kalıplarının arasında afrobeat, psidelik tınılar, krautrock, funk ve acid rock’tan alıntılar yer veren Goat, Can, Faust, Parliament and Incredible String Band gibi gruplardan ilham aldılar. Konserlerinde kullandıkları renkli ipler ve tribal maskelerle de tanınan Goat’un ikinci albümü “Live Ballroom Ritual” 2013 sonunda dinleyici ile buluştu. İkinci uzun çalarları “Commune” ise, 2014 Eylül ayında Sub Pop etiketiyle piyasaya sürüldü.

Orlando Julius & The Heliocentrics

“Disco Hi-Life” ile akıllara kazınan Nijeryalı saksafon efsanesi Orlando Julius ve Mulatu Astatke, Llyoyd Miller gibi isimlerle unutulmaz projelere imza atan İngiliz psikedelik caz grubu “The Heliocentrics”, ortak çalışmaları “Jaiyede Afro” albümü daha piyasaya sürülmeden çıkış parçası “Buje Buje” ile listelerin altını üstüne getirdi.
The Heliocentrics’in Londra’daki analog stüdyosunda kaydedilen albüm, Nijeryalı müzisyen Julius’un klasik ve kendine has afrobeat ezgilerinin psikedelik dokunuşlarla biçimlendirilip modern ve eşi benzeri görülmemiş bir hale sokulmasıyla kendinden bahsettiriyor.

Nathan Fake

Norfolk doğumlu İngiliz DJ ve prodüktör Nathan Fake, 2006 yılında çıkardığı “Drowning in a Sea of Love” albümü ile müzik piyasasına ilk adımı attı. Elektronik müziğin ve özellikle teknonun yeni yeteneği olarak anılan Nathan Fake, henüz 21 yaşında olmasına rağmen efsane DJ James Holden’ın sahibi olduğu Border Community’den çıkardığı üç albümle hayran kitlesini büyüttü. Bugüne kadar Radiohead, Tiefschwarz, John Hopkins gibi birçok önemli ismin parçasını remix’leyen Nathan Fake, “The Sky Was Pink” parçasıyla müzik listelerinin ilk sıralarına yerleşti ve ürettiği acid-tekno ritimleriyle Berlin, Barselona, Madrid ve Amsterdam gibi dünyanın en büyük şehirlerinde performans sergiledi.

T.E.E.D.

Orlando Tobias Edward Higginbottom ya da herkesin onu tanıdığı ismiyle T.E.E.D. klasik müzik eğitimi aldı. DJ’lik hayatına 13 yaşında başlayan İngiliz asıllı DJ ve prodüktör “Totally Enormous Extinct Dinosaurs” adlı elektronik müzik projesini 2009 senesinde başlattı. İlk EP’si “All in One Sixty Dancehalls”u Greco Roman etiketiyle piyasaya süren TEED, hemen ardından “All in Two Sixty Dancehalls” ve ‘Household Goods’ isimli EP’leri yayınladı. TEED’in debut albümü “Trouble” 2012’de dinleyici ile buluştu. 2013’te Crosstown Rebels plak şirketinin “Get Lost IV” toplama albümünün küratörlüğünü yapan Higginbottom rengarenk şapkaları ve özel dikimsahne kostümleriyle de tanınıyor. Bugüne kadar Glastonbury, Sonar, Parklife ve Amsterdam Dance Event gibi büyük festivallerde performans sergileyen TEED’in sahne şovunun da müziği kadar etkileyici olduğu biliniyor.

Kim Ann Foxman

Müzisyen bir ailede büyüyen Kim Ann Foxman çocukluğundan bu yana Latin müziğinin tınıları ve Snap!, Shannon, Lisa Lisa and Cult Jam ve Technotronic kasetleriyle yetişti. Gençliğinde nadir bulunan plakları toplamaya başlayan Kim Ann Foxman, New York’a taşındıktan sonra ünlü tekno prodüktörü Kevin Saunderson’ın izinden DJ’lik yapmaya başladı. Bir süre sonra neo-disco grubu Hercules and Love Affair’e katıldı. Grupla olan bağlarını kaybetmeyen ancak müzikal kariyerinde temel tutkularına yönelmeyi tercih eden Foxman, tamamen elektronik müziğe yöneldi. Elektro pop ve disco tarza örnek oluşturacak parçalarla müziğin en ünlü solo projeleri arasına katıldı. Son dönemde The XX ve daha birçok sanatçı ile grup için yaptığı remix’lerin yanı sıra Maya Jane Coles ve Ron Jason ile yaptığı ortak çalışmalarla ismini duyurmaya devam ediyor.

Acid Arab

Parisli ikili, Guido Minisky and Hervé Carvalho’nun projesi Acid Arab, Ortadoğu müziğini kendilerine ilham kaynağı edindi. Paris’in ünlü kulüplerinden Chez Moune’da DJ’lik yaparken Dj Gilb’R ile Tunus’a yaptıkları yolculuk müzikal kariyerlerinde dönem noktası oldu. İlk EP’leri “Le bon vieux temps”’ta Fransız dans müzik dâhisi I:Cube ve Adnan Mohamed, Omar Souleyman, Judah Warsky gibi isimleri konuk ettikleri EP’leri Love Fingers, Skudge ve Tim Sweeney gibi DJ ve prodüktörlerin favorisi oldu. Doğu müziğinin kompleks ritimlerini altyapı olarak kullanan ve bunu tekno öğelerle sentezleyen Acid Arab son dönemin deneysel işler yapan projeleri arasında dikkat çekiyor.

Mo Kolours

Mo Kolours çocukluğunu babasının Indian Ocean yakınlarındaki evinde Jimi Hendrix ve Michael Jackson dinleyerek geçirdi. Sega müziğinin etkisinde geçen çocukluğunun ardından hip hop, dub ve diğer elektronik türlere merak salan Mo Kolours yaptığı parçalarla Madlib, Gaslamp Killer ve Caribou’nun müziğini bir arada sunan ve onların muhteşem bir sentezi niteliğinde denilebilir. BBC’nin ünlü radyo programcısı ve DJ Giles Peterson tarafından övgüyle anılan Mo Kolours aynı zamanda Hot Chip’ten Joe Goddard’ın da gözdeleri arasında yer alıyor.

Dengue Dengue Dengue

Yapımcı, DJ ve grafik tasarımcı iki isim Felip Salmon ve Rafael Pereira tarafından kurulan Dengue Dengue Dengue, 2010 yılının ortalarında müzik piyasasına adım attı. Kusursuz görsel işitsel şovları, remix’leri ve mashup’ları ile tanınan grup; Berlin, Viyana, Madrid, Barselona, Paris, Stokholm ve Avrupa’nın dört bir yanında büyük festivallerde sahne aldı. İkilinin 2012’de “La Alianza Profana” adlı debut’leri onların dünya çapında bilinmesini sağladı. Elektronika’nın en iyisini sunan performansları ve neon tropik imajları kullanmayı tercih ettikleri görselleri, psikedelik maskeleriyle Dengue Dengue Dengue, hayal gücünü zorlayan konserleriyle anılıyor.

Zahed Sultan

Aslen Kuveyt doğumlu Zahed Sultan, bir alternatif elektronik multimedia projesi. Çıkış albümü Hi Fear, Lo Love’ı 2011 senesinde çıkartan Zahed Sultan, Fransız DJ Stephane Pompougnac ile yaptığı parça ile dünyaca ünlü chill-out toplama albümlerinden Hotel Costes 15’de yer almayı başardı. Müziği birçok televizyon şovu, dizi ve filmde kullanıldı. Zahed house setleriyle olduğu kadar “eyeamsound” adını verdiği görsel-işitsel multimedya işi ile de tanınıyor.

Gaye Su Akyol

2014 senesinde piyasaya sürdüğü ilk albümü “Develerle Yaşıyorum” ile büyük bir çıkış yapan Gaye Su Akyol, özgün, doğal ve vurgulu 9 eşsiz eserine eşlik eden kadife sesiyle sahnede Türk Sanat müziği ile rock’ı buluşturuyor. Gaye Su Akyol konserlerinde cümbüşlere ve kemanlara eşlik eden berrak sesinde kaybolunacak bir performans vadediyor. Sesi kadar dinleyiciyi kendisine bağlayan sahne performansıyla da dikkat çeken Akyol, son dönemin en yaratıcı isimleri arasında dikkat çekiyor.

Ayyuka

Alternatif rock sahnesinden Özgür Yılmaz, Altan Sebüktekin, Alican Tezer ve Ahmet Kul’un bir araya gelerek kurduğu Ayyuka, kendi isimlerini taşıyan ilk albümlerini 2007’de Voltaj Müzik etiketi ile çıkarttı. Grup başta İstanbul olmak üzere, Berlin, Lyon, Sao Paulo gibi önemli şehirlerde birçok konser verdi. Bugüne kadar Jonathan Richman, R.E.M, Sonic Youth gibi grupların konserlerinin de açılışını yapan Ayyuka, ikinci albümleri “Kiracı Odaları”nı ise uzun bir aradan sonra Ekim 2013’te yayınladı. 2014 yılında kendi stüdyolarında kaydettikleri ve doğaçlama parçalardan oluşan üçüncü albümleri “Sömestr”, 2015 yılının Mart ayında dinleyiciyle buluştu.

Mode XL

Türk Hip Hop grubu Mode XL, 2001 yılında Evren Besta (Evren Barış) ve VEYasin (E. Yasin Vural) tarafından Ankara’da kuruldu. Canlı enstrümanlar kullanan grup farklı hip hop tarzıyla tanınıyor. 2001 yılında stüdyoda çalışmalara başlayan grup 2003 yılında Hammer Müzik’le anlaşarak Altın Jak adlı ilk albümünü piyasaya sürdü. Bir çok şehirde düzenlenen hip hop jam’lerde sahne alan grup, 2005 yılında ikinci albümleri “Serseri Serbest Stili”ni yayınladı. 2008 yılı “Militanz” adındaki üçüncü albümünü yayınlayan grup, 2014 senesinde dördüncü albümleri “Mevzu Makamı” üzerinde çalışmaya başladı.

Kalben

Kalben’in müzikle olan ilişkisi çocukluktan başlıyor. Müzikle hayli yakından ilişkileri olan bir ailede büyüyen Kalben Sağdıç, sekiz yaşındayken kendisine hediye edilen orgla ilk notalarını yazdı. Ardından piyano dersleri almaya başladı. Bir süre sonra çaldığı enstrümanların arasına gitar da eklendi. Soundcloud’da kendi ismiyle birkaç parça yayınladıktan sonra bağımsız müzik platformu ve etkinlikler serisi Sofarsounds’da bir mini konser verdi. Bu konser onun isminin herkes tarafından duyulmasını sağladı. Sesi Tom Waits’e, söz yazarlığı en usta şairlere benzetilen Kalben; gitarını elinden düşürmeden bestelediği pop parçalarla dinleyenlerin beğenisini kazanmaya devam ediyor.

Can Kazaz

Can Kazaz üniversitedeki fizik eğitimini 2009 senesinde bırakarak müziğe yöneldi. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde müzik okumaya başlayan Kazaz, Erasmus programıyla Litvanya Müzik ve Tiyatro Akademisi’nde okudu. Akustik ve elektronik besteleriyle ve indie pop parçaları ile Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve Litvanya’da performans sergiledi.

Nilipek.

Kendisini “yazar, çalar, çizer, söyler” olarak tanımlayan Nilipek.; Ozan Tekin (tuşlu çalgılar), Can Aydınoğlu (gitar), Tufan Büyükgüngör (bas gitar), Berkay Küçükbaşlar (davul) ile 2013 yılında başladıkları müzik yolculuklarında kısa sürede sayısız konsere imza attı. İnternette yayınladığı kayıtları ile kendine has bir kitle yaratan Nilipek., şarkı yazımı ve vokal performansı ile kısa sürede dikkat çekti. Son günlerde indie pop parçalardan oluşan ilk albümünü müzikseverlerle buluşturmak için gün sayıyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.

Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.

Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.



Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu

Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂

Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.



İlgili Makale