2021’de kendimize ve dünyaya verdiğimiz zararı en aza indirelim mi?

2020 bitti belki ama, yerine güzel bir yıl mı geldi sanki? Belki umutlarımız, hayallerimiz, heyecanlarımız daha fazla 2021 için. Ama biz ne kadar çok istesek ve bardağın dolu tarafına odaklansak bile dünyadaki ölümler, cinayetler, saçmalıklar, tecavüzler, kötülükler ne yazık ki bitmiyor. Daha iki haftayı bile tamamlamadan ülkemde ve dünyada olan acıları gördükçe, okudukça kanım donuyor ve insanlığa olan tüm inancımı kaybedeceğim tutuyor ki, birden aklıma geliyor dünyada her şeye rağmen güzel yürekli insanların olduğu.

Ben kimseye bile isteye zarar vermeden, dünyaya ve kendime vereceğim zararları da en aza indirerek geçireceğim bir yıl olacağına inanıyorum 2021’in.

Aslında 2020’de başladığım birkaç şey vardı, özellikle de doğayı korumak adına. En azından ufak da olsa başlamak gerekiyordu bir yerden. Çok büyük hedeflerim yoktu elbette ilk etapta, Kıbrıs’ın kuzeyinde yapılabilecekler belliydi sonuçta.

Mesela bizim henüz belediyelerimiz (biri dışında) geri dönüşüm işine girmediler biliyor musunuz? Gerisini siz düşünün. Ama ufak bir araştırma ile geri dönüşüm yapan bir yer buldum, üstelik evime de yakındı. Hatta yakın zamanda belediyeler ile çalışacaklarmış (ne yazık ki bu kadar geç), proje hazırmış…

Yazdan beri çıkan tüm çöpleri geri dönüşüm için biriktiriyorum ve yaklaşık 3-4 haftada bir yerlerine götürüp bırakıyorum mesela. Sanırım geçtiğimiz yıl dünya için yaptığım en önemli şey buydu diyebilirim. Evde olmak hepimize olduğu gibi bana da güzel şeyler kazandırdı. Doğayı yalnızca lafta değil, eylemde de sevmeyi öğretti, iyi ki de öyle oldu.

Yalnızca bununla da yetinmedim. Birkaç aydır sebze ve meyve kabuklarını, kalan ekmekleri ve daha birçok mutfak artığını çöpe atmak yerine kompost yapıyorum. Aslında tam olarak kompost denemez benimkine, ben direk toprağa gömüyorum. Eğer bahçeli bir eviniz varsa inanın çok basit oluyor. Dairede yaşıyorsanız ve gerçekten niyetliyseniz, küçük bir balkon ve bir çöp kovası yetiyor. İnternete “kompost yapmak” yazarak birçok sonuca ulaşabilirsiniz.

Neredeyse 1 senedir markette sebze ve meyve reyonunda aldıklarımı aynı poşete koyarak ve fiyat etiketlerinin hepsini aynı yere yapıştırmalarını rica ederek oradaki poşet kullanımını da oldukça aza indirmeyi başardım inanın. Zaten arabadaki alışveriş çantalarım ile uzun süredir market alışverişlerinde kasada poşet alımını sıfıra indirmiştim.

Buzdolabı poşeti, alüminyum folyo, streç film vs. gibi ürünleri almıyor, onun yerine fırın matı, İkea’dan aldığım mutfak torbalarını ve plastik pipet yerine çok sevdiğim çelik pipetleri kullanmayı tercih ediyorum. Paket ürünlerin alımını da olabildikçe azalttım. Ne yazık ki cips ve çikolata paketlerine henüz çözüm bulamadığımı da söylemeden geçemeyeceğim. Konu doğa bile olsa, onlardan nasıl vazgeçebileceğimi bulamadım doğrusu…

Bir diğer önemli adım geçtiğimiz yıl hayatıma kattığım, kullandığım kozmetik ve cilt bakım ürünlerinin hayvanlar üzerinde test edilmeyen markalardan yana olmasıydı. İnanın o kadar çok marka var ki bu şekilde, cebinize, cildinize ve gönlünüze en uygununu rahatlıkla bulabilirsiniz diye düşünüyorum.

Baktığımızda bunlar çok fazla gibi gözükse de, aslında uygulamaya başladığınızda o kadar basit şeyler ki, inanın rutininiz haline geliyor ve bununla yetinmemeli bir şeyler daha yapmalıyım diyorsunuz.

Aslında benim doğaya verdiğim en büyük zararın, fazla su tüketimi olduğunu söyleyebilirim sanırım. Özellikle kış aylarında konu duş almaya gelince, o sıcak suyu bırakıp gitmek beni epey zorluyor doğrusu. Elbette dişlerimi fırçalarken suyu kapatanlardanım ben de, ama çok iyi biliyorum ki yalnızca bu yeterli olmuyor.

Belki de 2021’de doğayı korumak adına daha fazlasını yapmaya su tüketimini azaltmakla başlayabilirim. Ne dersiniz?

Peki siz bunların hangilerini yapıyorsunuz? Aralarında uyguladıklarınız var mı? Kim bilir belki de “Bunlar ne ki Gizem? Benim yaptıklarımın yanında hiç!” diyorsunuzdur. Eğer öyleyse fikirlerinizi ve bilgilerinizi [email protected] e-mail adresime göndererek benimle paylaşabilirsiniz. İnanın paylaşımlarınızı okumaktan büyük bir mutluluk duyarım.

Doğanın bizlere yalnızca güzel yanlarını gösterdiği, her anlamda sağlıklı, heyecan ve güzel sürprizlerle dolu günler dilerim hepinize, her bir güzel yüreğe…

İlginizi çekebilir: İyi ki doğdum: Yeni bir yaşın öğrettikleri

Gizem Okut
1986 yılında İstanbul’da doğdum ve Kıbrıslıyım. 2010 yılında DAÜ’de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ... Devam