X

15 Sıra dışı spa deneyimi

Yaşlanmayı önleyecek mucizevi bir tedavi arayışı, yüzyıllardır bütün hızıyla devam ediyor. Eskiden kadınlar ve erkekler, hem doğal hem de ev yapımı güzellik uygulamalarının peşine düşerdi. Şimdiyse bu uygulamaların en iyileri, dünyanın bir çok yerindeki pahalı spalarda yapılıyor.

Her ülkenin kendine özgü tedavi yöntemleri ve bu yöntemlerin sağladığı yararlarla ilgili yine kendine özgü inanışları var. Bazı spa uygulamaları nispeten sıradan sayılabilirken, bazıları da çok ilginç olabiliyor. Kadın erkek herkesin, gençliklerinin parıltısını korumak için gittikleri ve bira banyolarından kuş pisliği ile yapılan cilt bakımlarına kadar geniş bir yelpazeye sahip olan spalardan, en ilginç 15 tanesini Andrea Keeney paylaşıyor, biz de Uplifers olarak sizlere sunuyoruz.

15. Altından yüz maskesi

Çoğumuz altına bayılsak da onu mücevher olarak kullanmayı tercih ederiz. Ancak öyle gözüküyor ki, bazıları altını yüzüne sürmekten hoşlanıyor. Dünya üzerindeki birkaç yüksek profilli spa merkezi, parasını ödemeye istekli müşterilerine 24 karat altından yüz maskeleri sunuyor. Maske, saf altın yapraklarından yapılıyor ve yüze uygulanıyor. Belirsiz bir süreliğine yüzde bekletilen maskenin, yüzde bir elektrik akımı yaratıp cildi canlandırdığına ve bir gençlik parıltısı yarattığına inanılıyor.

14. Koyun plasentası yöntemi

Cildiniz sıkılığını mı yitirmeye mi başladı? O zaman küçük bir koyunun plasentası belki işinize yarayabilir. Ya da en azından Victoria Beckham gibi ünlüler öyle olduğunu söylüyor. Holywood, Los Angeles ve New York’taki bazı spalar, genç bir görünüş arayanlara koyun plasentası yöntemini sunuyor. Görünüşe göre koyun plasentası yüksek seviyede demir, protein, amino asit ve cilt yaşlanmasına karşı savaşan enzimler içeriyor. Bu yöntemde, yüz bakımındaki bütün adımlar yapılıp, bir de üzerine plasenta maskesi ekleniyor.

13. Vampir yüz bakımı

Kim Kardashian’ın, “vampir yüz bakımı” sırasında Instagram’da paylaştığı ürkütücü fotoğraf, artık bütün kadınların bu garip uygulamayı yaptırmak için birbiriyle yarışacağı kanıtı. Bu yönteme “vampir” adının verilmesinin haklı nedenleri var.

Kolunuzdan alınan kan, plazma ve trombositin kırmızı kan hücrelerinden ayrılması için bir işlemden geçiyor. Daha sonra ayrılan plazma, yüzünüze enjekte ediliyor. Eğer kendi plazmanızı yüzünüze enjekte ettirmek yeterince mide bulandırıcı gelmediyse, plazmanızın vücudunuz tarafından tekrar emildiğinden emin olmak için birkaç mikro iğnenin yüzünüze batırılmasının verdiği zevki de buna ekleyebilirsiniz.

Yüzünüze zerk edilen plazmanın, yeni kolajenlerin oluşmasını sağlayıp cildinizi sıkılaştırması ve kırışıklıklardan arındırması ihtimali düşük. Ancak bu maske kırışıklıklarınıza en ufak bir fayda sağlamasa bile, en azından ne olduğu belirsiz ve tehlikeli botox yerine, bedeninize kendi plazmanızı enjekte ettirmiş olmanız içinizi rahatlatacaktır.

12. Balıkla ölü deriden kurtulma

Pedikür deyince ayak tabanınızın bolca törpülenmesi ve kazınması akla gelir. Ancak balıkla yapılan pedikürde durum daha farklı. Bu uygulamada, ayaklarınız, ölü derinizin tadından hoşlanan minik balıklar tarafından çiğneniyor.

Bu balıklara aslında kangal balığı ya da “doktor balığı” deniyor. Doğada bu balıklar, diğer balıkların ölü pullarını emerek yaşıyor; spada ise, müşterilerin ayaklarındaki ölü deriyi kemirerek.

Balıklar büyük tanklarda tutuluyor. Balık pedikürü istediğinizde ise, onları size özel, sterilize edilmiş haznelere alıyorlar. Daha sonra ayaklarınızı o haznelere sokuyorsunuz ve balıklar ölü derinizi yavaş yavaş yemeye başlıyor. Bu balık pedikürü Amerika’da çok tutmasa da, Avrupa’da oldukça popüler.

11. Şişe çekme

Şişe çekme, özel bardak/şişelerin ısıtılıp, deri üzerine yerleştirilmesinden oluşan eski bir Çin geleneği. Deri, o bölgedeki kan akışını artıracak şekilde bardağın içine çekiliyor. Bu uygulama sırasında, bardak derinizin üzerinde yaklaşık 10 dakika kadar kalıyor ve bedeninizdeki kirleri temizlediğine inanılıyor.

Bu sayede beden dengenizin sağlandığı; üşütme, astım, bağırsak sorunları ve vücudunuzla ilgili diğer birkaç sorunun belirtilerinin ortadan kaldırıldığı düşünülüyor. Bardağın, derinizden kaldırıldıktan sonra, etkilediği bölgede pek de hoş olmayan morluklar bırakması ise oldukça muhtemel.

10. Yılan masajı

Masajların, kan akışını düzeltip stresi azaltmaya yardımcı olması gerekir. Ancak yılanlardan hoşlanmayanlar için İsrail’deki yılan masajı, muhtemelen stres seviyesini azaltmada pek etkili olmayacak. Eğer sürünen yılanlarla ilgili bir probleminiz yoksa, İsrail’in kuzeyindeki Carnivorous Plant Farm ve Spa’da 70 dolara bir yılan masajı yaptırabilirsiniz.

Diğer bütün masajlarda olduğu gibi, bir masaj masasına yüzüstü uzanıyorsunuz. Masözler, sırtınızı 6-7 adet zehirli olmayan yılanla kaplıyor. Orta büyüklükteki yılanlar, masaj boyunca sırtınızda, kafanızın ve boynunuzun etrafında süzülüyor. Bu seansın sonunu getirebilecek kadar cesur olanlara göre, yılan masajı kas gerginliği ve migrene iyi geliyormuş.

9. Havyarla yüz bakımı

Havyar, elitlerin lüks atıştırmalığı olarak bilinir. Ancak spaya gidenlerden bazıları, havyarı ağızlarından ziyade yüzlerine koymayı tercih ediyor. Ritz-Carlton’daki La Prairie Spa, the White Caviar Illuminating Facial, fiyatı dudak uçuklatan yüz bakımının ana malzemesi olarak altın havyar kullanıyor. Cildinizi canlandıracak ve daha genç bir parıltı için nemi cildinize hapsedecek bu yöntemi, 1000 dolara uygulatabilirsiniz.

8. Fırın sauna

ABD’deki spaların çoğunda sauna vardır. Kore’deki saunalar ise, ortalama bir Amerikalı için biraz sıra dışı olabilir. Kore’deki tuğla fırın saunaları, ortalama sıcaklıktaki küçük bir odadan çok, adından da anlaşılacağı gibi, fırına benziyor.

Girişi oldukça alçak tabanlı olan bu saunalarda, sıcaklık 200 dereceye kadar yükselebiliyor. Lüks bornozları içinde salınan kadın ve erkeklerle pek karşılaşamazsınız. Çünkü herkesin, aşırı sıcaklıktan korunmak için üzerine çuhadan yapılma battaniyeler alması mecburi. Biraz patates çuvalına benzese de, bunu yapmak çok önemli; çünkü fırın saunada sentetik kıyafet giyerseniz, eriyip vücudunuza yapışabilirler. Yüksek sıcaklıkların, toksinleri vücuttan atıp, kireçlenmeleri tedavi ettiği söyleniyor.

7. Saman banyosu

Saman atlar içindir, ya da biz öyle sanıyoruz. Öyle görünüyor ki, lüks bir spa yöntemi olarak da kullanılıyor. İtalya’daki Heuband Spa, müşterilerine saman banyosu sunuyor ve bunun, romatizmayla ilgili problemleri azaltıp, vücudu canlandırdığına inanılıyor. Peki saman bunu nasıl yapıyor?

Bu uygulamada kullanılan samanlar, tarlada doğal olarak bulunan yağlarla dolu oluyor ve bunun için de samanlar, özellikle sabah erken ya da akşamüstü geç bir saat gibi belli vakitlerde toplanıyor. Samanın terapi amacıyla kullanılmasının geçmişi, çiftçilerin uzun ve yorucu bir iş günü sonrası samanların üzerinde uyuduğu 1800’lü yıllara dayanıyor.

Çiftçiler samanların üzerinde yattıktan sonra, yoğun geçen iş günü sonrasında kendilerini dinlenmiş ve fiziksel açıdan rahatlamış hissediyorlarmış. Samanın rahatlatıcı bir etken olarak kullanılması devam ederek günümüz İtalya’sına kadar gelmiş. Spadaki saman banyosundan sonra, müşteriler havlulara sarınıyor, böylece yağların vücut tarafından emilmesi devam etmiş oluyor.

6. Bira banyosu

Herkes arada sırada bira içmeyi sever, ancak hiç bira banyosu yapmayı düşündünüz mü? Çek Cumhuriyeti’ndeki insanlar düşünmüş. Chodovar Brewery’ye gidenler, basit bir bira banyosu yapabilecekleri gibi, bunu kısmi ya da tam bir masajla da birleştirebilirler.

Küvetinize birkaç kutu bira boşaltmadan önce söyleyelim; bu spalardaki bira banyoları birkaç soğuk biradan fazlasını içeriyor. Bu banyolar; bira, sıcak maden suyu ve bira yapmada kullanılan ürünlerin bir birleşiminden oluşuyor. Spaya göre, bira banyosu bağışıklık sistemini destekliyor, saç ve deriyi canlandırıyor ve kas gerilmelerini rahatlatıyor.

5. Salyangozlarla yüz bakımı

Eğer kabuklu hayvanlardan hoşlanmıyorsanız, bu garip yüz bakımını atlayabilirsiniz. Japonya, Tokyo’daki The Labo Salon, artık müşterilerine salyangozlu cilt bakımı sunuyor.

Birkaç salyangoz yüzünüze yerleştiriliyor ve bir süreliğine, ya da dayanabildiğiniz kadar, suratınızda gezinmelerine izin veriliyor. Bu küçük hayvanlar yüzünüzün her yerinde dolaştıktan sonra toplanıyor ve geride kendi salgılarından kalın bir tabaka bırakıyorlar. Görünüşe göre salgıları, yaşlı deri hücrelerinden kurtulmayı sağlıyor ve cildi nemlendiriyor.

4. Kara biberli vücut peelingi

Bazıları kara biberi yumurtasına koymayı, bazıları da bütün vücudunu onlarla ovmayı sever. New York’taki Pho Tree Thai Spa, karabiberli ve biraz gıdıklayıcı bir peelingi, 135 dolara müşterilerine sunuyor.

Peeling, bol miktarda yeşil çaylı nemlendirici kullanılarak başlıyor. Daha sonra bütün vücut karabiberle ovularak bir karıncalanma hissi yaratılıyor. Son olarak da vücut, canlı ipekböceği özüyle kaplanıyor. Peki baharat ve özlerin bu garip karışımı, bedeninize ne yapıyor?

Lefebooker.com’un eş kurucusu Andrew Unger’e göre; kara biber kanı dolaşımını sağlıyor, sizi terletiyor ve bu sayede bedeninizi toksinlerden arındırırken, su ağırlığından kurtulmanızı sağlıyor.

3. Koç spermi tedavisi

Evet, doğru okudunuz. Koç spermi, Londra’daki Hari’s Spa’nın saç bakımında kullandığı malzemelerin başında geliyor. Hari’ye göre, koç spermi donduruluyor ve saça uygulandığında herhangi bir koku bırakmıyor. Saç diplerine nüfuz ederek onları temel vitamin ve proteinlerle besleyip, nemi içeri hapsediyor. 138 dolarlık bu yöntemi uygulayanlar, onu “saç için viagra” olarak nitelendiriyor.

2. Kriyoterapi (soğutma) odası

Üzerinizde sadece mayoyla -110 derecede bir odaya girmenin nasıl olabileceğini düşündünüz mü hiç? Eğer gerçekten merak ediyorsanız, kriyoterapinin yapıldığı Finlandiya’daki Haikko Spa’yı ziyaret edebilirsiniz.

Soğuk havalardan ne kadar zevk alsanız da, dev bir dondurucuya benzeyen kriyoterapi odalarında 3 saniyeden fazla durmanız mümkün değil. Çünkü bu süreden fazlası hipotermiye yol açıp muhtemel bir ölüme neden olabilir. Bu yöntemin bağışıklık sisteminizi harekete geçirdiği ve cildinize renk verdiği söyleniyor.

1. Dışkıyla yüz bakımı

İlk önce bitki özlerinden yapılan yüz bakımları vardı, daha sonra parçalanmış elmaslarla yapılanlar. Şimdi ise, dışkıyla yapılanlar çıktı. Evet, dışkıyla… Ama herhangi bir dışkı değil, kuş dışkısıyla. Daha net söylemek gerekirse, bülbül pisliğiyle.

Bu en son moda yüz bakımını, Manhattan’daki oldukça cesur Shizuka New York Day Spa sunuyor. ABD için yeni olabilir, ancak kuş pisliğiyle yapılan cilt bakımı aslında antik Japonya’dan geliyor. Geyşalar gün boyu yüzlerinde duran beyaz makyajı silebilmek için toz halindeki kuş pisliğinden yardım alıyorlardı. Bunun, sadece cildi temizlediğini değil, aynı zamanda onu daha yumuşak ve parlak yaptığını da fark ettiler.

The Shizuka Spa’nın iddia ettiğine göre, kuş pislikleri sterilize edilip UV ışınları altında toz haline getiriliyor. Bu da haliyle yüzünüze kuş dışkısı sürmeyi daha kabul edilir bir hale getiriyor. Bütün bir Geyşa yüz bakımı 50 dakika sürüyor ve 180 dolara mal oluyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale