Yansımalar üzerine: Söylediklerimiz, hissettiklerimiz ve dilediklerimiz

“Yeni bir keşif için, yeni yerler değil, yeni bir bakış açısı gerekir.”
Marcel Proust

Hayatımız yansımalar üzerine kurulmuştur. Sabah kalktığımızda ne düşündüğümüzdür o günü güzel veya şansız bir gün yapan… Kahvaltımızı ederken kahkaha atabilecek kadar neşeli olmak veya suratsız bir tavırla yemeğe devam etmeyi seçmektir yansıma. Sonra kalbimizden geçenlerdir, her daim haksız olduğumuz, kaybettiğimiz ve asla hak etmediğimiz düşüncesidir örneğin. Veya tam tersi dünyanın en şanslı insanı olarak görmektir kendimizi, en zor anımızda bile şükür içinde olmaktır ve olana kabul verebilmektir.

Bugün, bu yazımda sizlerle birlikte hayata yansıttıklarımıza bakalım isterim. Farkında olmadığımız, bilerek veya bilmeyerek dünyaya taşıdığımız her enerjidir yansımamız. Örneğin sizi en çok tanıyan insanlardan birini çevirsek ve sizi yansıtan tek kelime veya tek cümle istesek bu ne olurdu? Çok eğlencelidir mi, çok karamsardır mı, çok öfkelidir, çok pimpiriklidir, her şey için evhamlanır, oldukça streslidir, her zaman bir planı vardır, sürekli şikayet eder, asla parası yetmez, bolluk konusunda sürekli yakınır mı? Ne derlerdi?

Bu cümleler sadece birkaç örnek bizim yansımalarımızı anlatmamız için. Bu yazımda sizlerle birlikte daha yakından incelemek istediğimse bu konunun ne kadar farkında olduğumuz. Yani biz hayata geçirdiğimiz bu yansımaların ne kadar farkındayız? Örneğin sürekli eleştiri yaptığımızı anlayabiliyor muyuz? Örneğin kendi kendimizi değersizleştirdiğimizi görebiliyor muyuz? Örneğin kendi başarımızın önünde “Yapamazsın!” diyerek durduğumuzu görebiliyor muyuz? Örneğin her daim şükredebiliyor musunuz, en zor anınızda bile sizi doğru bir noktaya yönlendiren bir güç olabileceğine inanıyor musunuz? Veya “Nasıl olsa kaybedeceksin!” diyerek henüz denemeden kendi kendimizi vazgeçirdiğimizi ne kadar fark ediyoruz? Bizleri gün boyunca dışarıdan çeken bir kamera olsaydı kendimizi kendimize nasıl özetlerdi?

İşte tam da bu yüzden hayatımız söylediklerimizle, hissettiklerimizle, duygularımızla, enerjimizle, yani bu hayata kalbimizden kattığımız tüm duygularımızla bir yansımadır. Yaşadığımız her an işte bu yansımanın bir ayna gibi karşımıza çıkışıdır. Neye odaklanırsak yansımamız o yönde büyür. Olumsuzlara, kayıplara, zorlara ve olmayanlara odaklandığımızda bunu büyütürüz. Tam tersine olumlu olanı, umudu, başarıyı ve güzellikleri yansımamıza eklediğimizde bu inançla daima güzeli daha fazla büyütürüz.

Bizler hayata yansıtırız, enerjimizle, sözcüklerimizle ve hissettiklerimizle. Bu yüzden hayat bizlerden bağımsız değildir, mutlaka yansıttıklarımızla yoğrulmuştur. Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız hayata yansıttığınız size yakından bakmanızı dilerim. Bugün ağzınızdan çıkanlar sizi nasıl yansıtıyor? Neyi büyütmektesiniz? Dışarıdan kendinizi izliyor olsaydınız kendi yansımanızı nasıl tanımlardınız? Siz bu hayata katılmış muhteşem bir enerji olarak bu yaşam sürecinde, bu hayatta neyi yansıtmak için buradasınız?

İlginizi çekebilir: İyiliği çoğalt: Her birimiz görünmez bir bağla birbirimize bağlıyız

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam