Uçsuz bucaksız bir tatil önerisi: Namibya

Deniz, kum, güneş hepsi bir arada, ama sandığınız gibi değil… Masmavi denizi, kızıl kumu ve kavurucu güneşi sizi yaz tatilinde hissettirecek gibi gözükse de, aslında önereceğim tatil adresi Namibya, daha çok bir araştırma, gezme ve macera tatili niteliğinde.

Namibya, eğlencesi bol, kalabalık bir turizm ülkesi değil tabi ki. Fotoğraf çekmek, çok farklı bir doğaya, iklime şahit olmak, bir tarafı Atlas Okyanusu, diğer tarafı dünyanın en eski çölü olan Namib Çölü manzaralarını yakından keşfetmeyi tercih etmek isteyenler için şahane bir tatil olacaktır.

Güney Afrika’da bulunan Namibya’nın nüfusu sadece 2,303 milyon..

Namibya geniş topraklara sahip olsa da yerleşim alanı olarak çok ufaktır. Ülke, iklim olarak genellikle sıcak ve kuraktır, subtropikal iklime sahiptir.

Sıcaklık kış aylarında bile 25-30 derecelerdedir, geceleri ise donma noktasına kadar düşebilmektedir. Kasım ve Nisan ayları genelikle yağmurlu geçmektedir.

Ülkenin Kalahari ve Namib Çölü arasında kalan bölgelerine zaman zaman kar bile yağabilmektedir. Gerçekten bana çok enteresan geldi bu iklim, bu manzara ve bu doğa.. Güzel ve değişik bir tatil önerisi olacağını düşünüyorum. Kuraklıktan dolayı fillerin nesli neredeyse tükenmekte, aynı zamanda çok fazla sayıda fok balığı bulunmakta. Ülkenin resmi dili İngilizce fakat Alman sömürgesi olduğundan dolayı Almanca da kullanılmakta, aynı zamanda insanların büyük bir bölümü Afrikanca konuşmaktadır.

Birde kabilesi var, adı Himba! 20.000 ile 50.000 nüfuslu olan bu kabile, kuzey Namibya’dadır.

Ulaşım ise artık daha kolay. Qatar Airways ile direk uçuşlar mümkün.

Toparlamak gerekirse, iklim ve nüfus gibi bilgiler genellikle tatil yazılarında beni sıkıyor, okurken oturup hayal kuracağıma, özet çıkarıp sınav olacakmışım gibi hissediyorum. Bu sebeple bu kısmı çok uzatmayacağım 🙂

Bence artık, Ahmet Erdem‘in mükemmel Namibya fotoğraflarına bakarak tatil hayallerine dalabilirsiniz…

İlginizi çekebilir: Başka bir gezegendeymişsiniz izlenimi veren seyahat noktaları

Uktem Topçu
Harbiye Açık Hava Sahnesi stajında ''Mary Stuart'' oyununun kostümlerini işledikten sonra birkaç hafta parmaklarını kullanamayınca, “nakıştan ellerim yorulacağına biraz da flash’tan gözlerim yorulsun” diyerek, ... Devam