Kurduğun hayaller gerçekten senin mi?
Aralık ayına girerken hep koşuşturmam o yılı derinlemesine analiz edip, önümüzdeki yılın planlarını yapmakla geçer, yıllardır bu çalışmamda bana yol gösteren YearCompass Movement hazırladığı booklet sayesinde doğru soruları sorarak mevcut yılı değerlendirir, bir sonraki yılın da hedeflerini belirlerim.
Son birkaç yıldır yolculuğumda belirlediğim hedeflerin ve hayallerin oldukça zorlayıcı hedefler olduğunu keşfettiğimden bu yana, teslimiyet ile stratejik olmak arasındaki ince çizgiyi algılamaya çalışıyordum.
Bir yandan Linkedin’de uzmanlar, içerik üreticileri hayat strateji belirlemek üzerine güçlü soruları ve yol haritalarını paylaşırken, diğer yandan Instragram’da akışta kalmak, teslim olmak üzerine bir yığın mesajla her gün boğuşuyordum.
Derken bir süredir kitaplarını amansızca tükettiğim Marshall Rosenberg’in Şiddetsiz İletişim metodolojisine olan merakımla hayallerime ihtiyaçlarım odağında yeniden bakmam için yeni bir alan açıldı.
Şiddetsiz İletişim’e göre yaptığımız her şeyin arkasında bir veya birden fazla ihtiyaç karşılama isteğimiz yatıyordu. Bunu ilk duyduğumda hem meraklanmış hem de derin bir oh çekmiştim. İhtiyaçlar içine girdikçe derinleşen ve derinleştikçe kendini açan, kendimle bağlantı kurmamı sağlayan yol levhaları benim için. Kendini bilmek bir nevi ihtiyaçlarını bilmekten geçer demek, belki büyük bir söz olacak…
İçine girdikçe daha önce tanımlayamadığım ve anlamlandırmakta zorlandığım ne çok ihtiyacımın olduğunu fark ettim.
Her şeyi bir ihtiyaçtan yapıyorduysak eğer, acaba hayalleri de ihtiyaçlarımızdan mı kuruyorduk? Çoğu zaman bu benim hayalim mi sorusuna yanıt arar insan, ben de tam bu noktada yol haritası olan ihtiyaçlarla hayallerin sahibini bulmaya dair bir yolculuğa çıktım.
Evet hayallerimizin temelinde de ihtiyaçlarımız vardı, dolayısı ile hayale kavuşmak için strateji oluşturmanın temelini ihtiyaca köklemediğimizde hayalin sahibi baştan ortaya çıkıyordu.
Sonra yıllarca kurduğum hayalin resmettiğim gibi olması için çabaladığımı, tutunduğumu, onun bir performans kaygısına dönüştüğünü ve sonra gerçekleşse bile o tatmini ve doyumu yaşamadığımı hatırladım. Bunun farkında olup aradığım çıkış yolunun öylece gözümün önünde olması kalbimi titretmişti heyecandan.
Peki ihtiyaçlar odağında strateji ile hayal arasındaki farkı anlayabilecek miydim?
Bu noktada ihtiyaçları fark etmek, kalbin derinlerine girmek için yine koçluğa ve güçlü sorulara bakmak yol gösterici olacaktı, hayallerimin temellerini şu sorularla kontrol ettim:
- Bu hayali neden kuruyorum?
- Hangi ihtiyacımı karşılamaya çalışıyorum?
- Ne istiyorum? Arzum ne?
- Asıl amacım ne?
- Bu ihtiyacı peki başka yolla karşılayabilir miyim?
- Bu ihtiyacı karşılama yolum değerlerimle uyumlu mu?
- Hayattan talep mi ediyorum, rica mı ediyorum?
- Bu ihtiyaçlarımı karşılarken iç ve dış kaynaklarım neler? Yeterince kapasitem var mı bunun için?
Merakla, keşifle, performans kaygısından uzak ve ihtiyaçlarım odaklı 2025 hayallerim için kaosun içindeki tüm rastlanışlarla bu yazı öncelikle bana bir rehber gibi oldu.
Ben bu yıl 2025 yılımı tüm bu kaynaklara ek olarak ihtiyaçlarımla temellendireceğim…
Her birimize oyunculukla ve keyifle akacak yepyeni bir yıl olsun… İhtiyaçlarımızın karşılandığı ve hayallerimizin bu ihtiyaçlarla köklendiği kendimize şefkat gösterdiğimiz bir yıl…