Kurban hissiyatının kaynağı çocuklukta yatıyor olabilir mi?

Sanırım bu konuda sizi şaşırtamayacağım: Çocukluk. ⠀

Bu hissin oluşumu ile ilgili çok fazla varyasyon var. Fakat derhal sizden aşırı uçlara gitmemenizi rica ediyorum: Aynı ebeveynlerden olma, birbirinden tamamen farklı çocuklar yetişebilir. Her biri temiz bir doğumhane çarşafında doğar, ancak olanın doğasını bozmak çok kolaydır.⠀

Okumaya başlamadan önce duygularınıza yoğunlaşın. Okuma sırasında nefret, kızgınlık, adaletsizlik duygularından birini bile hissederseniz, fedakârlıkların ülkesindesiniz demektir… Bu, ruhsuz bir umursamaz olmak veya bir guru yoluna girerek herkesi anlamak ve affetmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez.

Bu sadece tek bir şey demektir: BUNUN OLMASINA İZİN VERİN! Bu sizin bir parçanız ve onu kabul etmeyerek, kendinizden uzağa iterek, iyileşme fırsatını erteliyorsunuz. Net.

Hadi bakalım;
Hiperkorumacı ve otoriter ebeveynler. Buna aynı zamanda çocuklara yüklenen aşırı beklentiler de eklenebilir.
Ebeveyn tarafından sürekli yapılan yayın: “Kendine ait hiçbir şeyin yok”un çeşitli şekilleri…

  • Bebek bir yaşını bile aştıktan sonra devam eden “biz” algısı (biz parka gittik, artık biz sayıları biliyoruz teyzesi… vs.)
  • Çocuk biraz daha büyüyüp hareketlendiğinde “Ben böyle karar verdim ve bu tartışılmayacak” “Baban senin ne istediğini daha iyi bilir.”

Böyle bir ailede, çocuk genellikle ne kendi zamanına, ne zevkine, ne de bedenine ya da çıkarlarına sahiptir; hepsi ebeveyninkiyle aynı olmalıdır. “Tabii ki, senin de kendine ait bir fikrin olmalı ama şimdi onun nasıl olması gerektiğini sana anlatacağım” fikrini taşıyan birçok satır arası.

Ve böyle bir çocuk, hayat tarafından yönetilmeyi ve sessiz kalmayı öğrenir. Anlık olarak “donma” halini yakalamayı öğrenir. Elleri bağlanmış bir kurban. Hissiyatı içinizde hissedebiliyor musunuz?

Umursamazlık

Çocuğun gerçeklerinden ayrı olarak yaşayan, ona ilgisini yalnızca hasta olduğunda veya kötü not aldığında, okulda sorun yaşadığında ya da davranış bozukluğu sergilediğinde gösteren veliler…

Sıklıkla karşılaşılan senaryo: Eğer çocuğunuz kötü not getiriyorsa ve genel anlamda duygusal anlamda bir buzdolabıysanız, ancak bu tip bir durumda pek olumlu olmasa da duygularınızı sergilemeye başlıyorsanız; çocuk “annemin umurundayım” mesajını alır ve tek yolun bu olacağına inandığı için, bu notları getirmeye devam eder.

Ve sonra bu çocuklar 40 yaşına gelip, enkaz hayatlarını tedavi ettirmeye çalışır, çünkü kendini kötü hissetmenin harika bir şey olduğuna inanır, annesi bu durumlarda onu sevmişti… Ebeveyn sevgisi her yaşta önemlidir. Sadece bir yere not alın, bu konuyu başka sefer konuşuruz.

Konuşma ve eyleme dökme çatışması

Çocuğun bir aptal olduğunu ve sadece sözlerinize inandığını düşünmek… Özellikle bazı yaygın senaryolar:
Kızım, sen her daim mutlu, akıllı, başarılı ve girişken olmalısın. Bu arada babanın arada bir bana hakaret etmesi veya şiddet uygulamasını, kendime ait 2-3 parça, sadece ihtiyaçtan aldığım kıyafetin olmasını görmezden gel.

İşte bu noktada söylemek istediğim şu: Çocuklarımız aptal değil. Zihninizde ve psikoalanınızda olan her şey onların realitesine otomatik olarak, bilinçdışı şekilde kopyalanıyor. Fark yaratmanızın tek yolu bakış açınız ve dolayısıyla bir sonuç olarak davranış değişikliğine gitmenizdir. Bir sonraki yazımda yetişkin olarak bu rolden nasıl çıkacağınızın bir kısayolunu vereceğim.

Y. Jamilya Shigayeva
Kazakistan doğumlu küçük ‘Nataşa’. Evet, 90’larda Türkiye’de ortaokula başladığımda, insanların bana seslenme şekli buydu :) Taciz, zorbalık, yalnızlık, fazla kilolar ve gereksiz bir çocuk ... Devam