Kendinizle konuşurken kurduğunuz cümleler size mi ait?

Geçen gün, 2 yıl önce yazdığım bir yazı çıktı karşıma. Tam da o gün duymaya ihtiyacım olan sözler yazıyordu. “Meğer 2 yıl önce, bugünkü kendime yazmışım bu sözleri” diye düşündüm. Bazen insan kendine yetişiyor işte böyle. Sonra da, “İnsanın kendine söyleyecekleri hiç bitmemeli” diye geçirdim aklımdan.

Aslında hepimiz, sürekli, birilerine bir şeyler anlatmaya çalışarak geçiriyoruz vaktimizi. Böyle olunca da, kendimize söylediklerimiz üzerine düşünmeyi ihmal edebiliyoruz. Hatta kimisi uzun zamandır kendine 1-2 kelam bile etmediğinin farkında değil belki de.

Düşününce aslında çok garip geliyor; hayatımızda ne kadar kalacağını hiç bilmediğimiz, hatta bazen kısacık kalacağını bildiğimiz birine bile söylediklerimize bu kadar dikkat ederken, tüm yolculuğumuzda hem yoldaşımız, hem şahidimiz olan yegane kişi olan kendimize neler söylediğimize hiç önem vermiyoruz bazen.

Ağzımızdan çıkan sözlerin tamamını bile ilk duyan bizleriz oysaki. Bir de, tek başımıza kaldığımızda zihnimizin dehlizlerinden akan sözler var. Bir bilsek ki onlarla toprağımızı sulayıp çiçek de açtırabiliriz, fırtınalarla besleyip sellere de yol açabiliriz. Çünkü söz çok güçlüdür.

Bu nedenle, hiç farkında bile olmadan çevremizden kaydettiklerimizle hep aynı çalan kasetlerle geçiriyorsak ömrümüzü, acilen durup bir sormalıyız kendimize: Bu kaset kime ait, neden bunu çalıyorum ben şimdi?

Kendi çalma listelerimizi kendimiz hazırlamalıyız. Yeni çıkan müzikleri de dinlemeli, eskilere de uzanmalıyız. Neyin içinden hangi cevherler çıkacağını farklı şeylere şöyle bir kulak vermeden bilemeyiz. Sonra zamanla, ihtiyacımız değiştikçe yenilemeliyiz müzik listemizi. Öyle ki, “Müzik değişirse, dans da değişir” denir. Dansı değiştirmek istediğimizde, yapmamız gereken de bellidir.

Sonra, bakmalıyız, bir düşüncenin ya da bir duygunun içinde kalıp onu kendimize anlatmaya çalışıyor muyuz mesela? Her düşünce ve her duygu bize ait olmayabiliyor, aradaki farkı kavramak ise kişinin kendisiyle olan sohbeti sayesinde gerçekleşiyor. Bunlar bize aitse de, onlarla ne yapacağımıza yine karar vermemiz gerekiyor. Kendi içimizde yeni bir müzakere yani. Ve acaba bir başkasına gösterdiğimiz sabırla, şefkatle ve özenle konuşuyor muyuz kendimizle?

İlginizi çekebilir: Kişi değiştikçe kendine dönüşür: Dönüşüm için kendi sorularınızı keşfedin

Ceyda Tepret Profesyonel Koç
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir ... Devam