Hayal etmekten gerçek bir seçim yapmaya: Hayat yolumuz seçimlerimizden ibarettir

Hayatımızda hayal etmenin yeri nedir? Bazı görüşler hayal ettiğimiz şeylerin aslında bize bahşedilmiş olanlar olduğunu savunur. Başka bir bakış açısı hayal etmenin önemini vurgular. Bazıları olmasa bile olmuş gibi davranmaktan bahseder. Bu tahmin ediyorum ki birçoğumuz için oldukça zordur; gerçekte ‘yok’ olan (henüz var olmayan) bir şeyin, (örneğin, bir bisiklet istediğimizi düşünelim) hayatımızda var olduğuna inanabilmek. Gözümüzle göremediğimiz, kulağımızla duyamadığımız ve en önemlisi elimizle dokunamadığımız bu bisikletin bugün şu anda hayatımızdaki varlığını “varmış” gibi kabul edebilmek…

Hayallerimiz bizi en çok korkutanlar olur… Korkunun temelinde ortaya çıkan ‘’beklenti’’ yatar oysaki.

Ben bugün sizlerle biraz daha hayal edelim istiyorum (hayal etmek güzeldir). Genel olarak kendimde gözlemlediğim bir eksikliğim bu aslında. Hani bazı insanlar vardır, her daim kanıt dediğimiz bilimsel gerçeklere, hayatta gözlemlediklerine, kısacası hayal dışı olan yani gerçek olan her şeye göre hayatlarını yönlendirirler. Genel istatistiklere inanmayı tercih ederler. Örneğin, hayal ettiğimiz bir paranın bizi bulması olasılığı, bu bir çekiliş ise belki milyonda bir olacaktır. İşte içimizdeki istatistik deliliği bizi inanmamaya iter değil mi? O bir milyon kişiden bir kişi olacak kadar şanslı, değerli değilizdir bir kere…

Fakat yine de hayal etmeyiz işte burada sorumuz geliyor… Neden o bir milyon kişide bir kişi olmayı hayal etmek yasaklıdır? Olasılığı yine de (bir milyon da bir olsa da olan) bir şeyi hayal etmeye bile layık değilizdir kendimizce oysaki… Nasıl olsa bizi bulmayacaktır talih kuşu değil mi? Ama yine de işte o bir milyon içerisinde bir kişi talihli olacaktır… Şans, evet tüm gerçekliği ile ona ulaşacaktır. Önünde durabilecek bir güç yoktur…

Korkarız hayal etmekten birçoğumuz… Hayallerimiz bizi en çok korkutanlar olur… Korkunun temelinde ortaya çıkan beklenti yatar oysaki. Sonra “bekleyeceğim” deriz ve yine bunu söylerken bile “ya olmazsa?” diye korkarız. Neden güvenmek bu derece zordur? Zamana, güvenle bırakarak gerçek bir zamanda, gerçek bir şekilde olacağını sadece hayal etmeyiz?

Korkarız hayal etmekten birçoğumuz… Hayallerimiz bizi en çok korkutanlar olur…

Hayatın bize getiremeyeceklerine bu derece kafamızı takarken olabilecekleri bu muhteşem korkularımızla nasıl da perdeleriz değil mi? Şu cümleler bir bir dökülür ağzımızdan “bugüne kadar kim bulmuş ki ben bu yaştan sonra bulabileyim?”, “bugüne kadar oldu mu ki bugünden sonra olsun?”, “çok istedim ve olmadığını gördüm artık kararımı verdim nasıl olsa istediğimde olmuyor” ve buna benzer birçok korku, karamsarlık, olacağı varsa da oldurmayacak enerjilerle yüklenmiş binlerce cümle yazabiliriz…

Ben bugün sizinle bu yazımda hayal etmeye karşı tüm korkularımızı yenelim istiyorum. Öncelikle beklenti yani yolun sonunu ortadan kaldıralım, sadece yola odaklanalım. Eğer bir hayalimiz varsa, asıl güzel olan ona giden yoldur. Öğrendiğimiz, büyüdüğümüz, değiştiğimiz, evet yorulduğumuz, belki kaybettiğimiz sonra kazandığımız belki en önemli hayat derslerimizi edindiğimiz o yoldur… Bizler hayalimizin sonuna odaklanmak, olacak mı olmayacak mı diye düşünmek yerine sadece karar verelim ve kendimiz için bir hayat seçimi yapalım…

Hayalimiz kilo vermek olduğunda aslında bizi mutlu eden 30 kilo vermiş halimiz olmayabilir. Buna ulaştığımız gün beklediğimiz “o çok mutlu” gerçekliğe kavuşamayabiliriz. İşte asıl önemli olan hayalimizi bir yana koyarak bugün yapacağımız hayat seçimlerimizi yaratmaktır. Hayal ile bağdaştırdığımız, özdeşleştirdiğimiz hatta birleştirdiğimiz “sonuç anı” yerine bugün şu an hemen şimdi tercih yapmak hakkına sahibiz. 

Eğer bir hayalimiz var ise asıl güzel olan ona giden yoldur.

Bugün daha sağlıklı beslenmeyi seçebiliriz, sağlıklı beslenmeye karar verebiliriz. Bu bizim biricik hayat seçimimizdir. Daha fazla spor yapmaya, kendimize daha iyi bakmaya, vücudumuzu daha fazla dinlendirmeye ve “sağlıklı” olmaya karar verebiliriz. Sonunda kaç kilo vereceğim, verebileceğim, veremeyeceğim, yapabileceğim, yapamayacağım, tam 30 kiloya varabilecek miyim yoksa yine diyetimi bozacak mıyım, ya yapamazsam, ya bu kilolardan kurtulamazsam gibi tüm “sonucu yargılayan, hayal ettiğimizde bizi korkutan, hayalimiz olamayacak diye bizi endişeye düşüren” tüm sesleri sustururuz böylece… Çünkü tek bir “hayat tercihi” yetecektir. Çok basit bir cümle kuracağız hayata karşı “ben sağlıklı olmaya karar veriyorum”. Bu cümlenin gücü o kadar derindir ki verdiğiniz karar her anınızda sizinle birlikte yankılanmaya devam eder.

Evet, kolay olacağını söylemiyorum ama bir yol yürümeye başlarız, inanarak, sonu için endişelenmeden, sonundan yani aslında kendi yapabileceklerimizden korkmadan, olur mu olmaz mı, ya olursa ya olmazsa, ne olursa yapabilir miyim, yapamaz mıyım sorgulaması hayatımızdan tamamıyla çıkmıştır. Evet, artık hayatımız için tercihimizi çoktan yaptık; bizler sonunu düşünmekten sonuç için endişelenmekten ve hatta sonuçtan korkmaktan vazgeçtik ve bu hayatta nasıl ve ne olacağımıza dair kararımızı verdik…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız hayatınızda hayal kurma tanımını bir kez daha gözden geçirmenizi dilerim. Hayalleriniz sizi korkutuyor mu? Yeterince hayal kuruyor musunuz? Hayal etmekten öte bir adım atıp, belki daha sağlıklı olmak için ya da daha neşeli olmak için veya daha az stresli olmak için, kim bilir daha güçlü olmak için, daha zengin olmak için, daha hoş görülü olmak için, daha samimi ve yürekten olmak için topluma daha faydalı bir insan olmak için “bir tercih” yapabiliyor musunuz?

Bugün hayal dediklerinizi gerçek hayat tercihlerinize ve eşsiz hayat yolunuza dönüştürebilmeniz dileklerimle…

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam