Endişelerinizi geride bırakın: Evrenin Schumann Frekansı ile uyumlanın

Sizler de kalabalık ortamlara girdiğinizde kendinizi gergin ve huzursuz hissediyor musunuz? Ya da akşam haberlerini izlerken şahit olduğunuz ülkemizdeki/dünyadaki endişe dolu gelişmeler, nefret dili söylemleri bedeninize ve ruhunuza zarar veriyor olabilir mi? İyi hissetmemizin hiçbir yolu yok mu sahiden?

Dünyanın ve insanlığın gerçek anlamda “iyi olması için” fabrika ayarlarına geri dönmesi gerekiyor; bu frekans ise evrenin “Schumann Frekansı”dır. Schumann Frekansı ise dünyamızın kalp atışıdır, evrenin tonudur. Bu titreşim aslında dünyanın etrafında hareket etmekte olan elektromanyetik dalgalardır. Bu dalgalar döngüler halinde dünyanın çevresini saniyede 7.83 kere dönerler.

Peki, Schumann Frekansı neden bu kadar önemli ?

Schumann dalgaları yaşam için çok önemli, çünkü tüm gezegenin (dünyanın) etrafındaki frekansı yaratırlar. Uzaya giden ilk astronotlar, uzaydaki Schumann dalgalarının yokluğundan dolayı hastalanıyorlardı. Dünyamızın frekansı o kadar önemlidir ki, astronotların uzayda rahatlıkla seyahat edebilmeleri için uzay gemilerine Schumann dalga simülatörü eklemeleri gerekti.

Bu çok çarpıcı bir gerçek: 7.83 frekansı insan beynini dengeler ve daha yüksek olan her şey dengesizlik yaratır. İşte bu nedenledir ki, kalabalık ortamlara girdiğinizde insanların beyinlerindeki endişe dolu frekanslarla rezone olursunuz ve kendinizi çok daha gergin hissedersiniz. Enerji alanınız ne kadar hassas ise, yaşadığınız deneyimin şiddeti de o kadar fazla olacaktır.

**Bir insan çok kızgınsa/gerginse, beyni aynı anda 30 tane ampul yakacak kadar elektrik akımı üretir. Evet, yanlış duymadınız: 30 ampul! Her stresli/gergin insan çevresine bu kadar devasa bir elektrik akımı yayıyor. Ve bu kadar endişe dolu beyin bir arada iken bizlerin de manyetik alanları dengesizleşiyor; bedenimiz çok daha fazla stres altına girerek, adrenallerimizi aşırı çalıştıran kortizon çağrısı yapar. Ve bu sağlığımız için çok tehlikeli bir döngü…

Bakın sevgili Neale Donald Walsch Tanrı İle Sohbet kitabında bu duygu için ne diyor?

“Endişe, nefretten sonra, insanın kendisine ölümcül zarar verdiği en kötü zihin aktivitesidir. Endişenin hiçbir anlamı, amacı yoktur. Ziyan edilmiş mental enerjidir. Endişe aynı zamanda bedene müthiş zarar veren biyokimyasal reaksiyonlar yaratır. Hazımsızlıktan kalp krizine kadar her türlü hastalığa neden olur. Endişe bittiğinde, sağlık bir anda düzelir. Endişe, benimle bağlantısını bilmeyen zihnin aktivitesidir. Nefret, en zararlı zihinsel durumdur. Bedeni zehirler ve sonuçları düzeltilemeyecek kadar vahimdir.

Korku, olduğunuz her şeyin tam zıddıdır. Bu yüzden mental ve fiziksel sağlığınızın tam zıddı sonuçlar yaratır. Korku, büyümüş endişelerdir.”

Ben, evrenin kalp atışı ile uyumlanmak ve sürekli yenilenmek için Healy ve Maghealy cihazlarının mucize frekanslarını kullanıyorum; bu sayede Dünya Anamızın Schumann rezonansı ve evrenin küresel geometrisi uyumlanıyorum. Her an odama, bedenime bu frekansları hatırlatı gevşeyebiliyor, şifalanabiliyorum. Üzerimdeki etkisi gerçekten inanılmaz. Bunu yapamayanlar doğada, ormanda çok daha fazla zaman geçirmeliler, çünkü şehir hayatımızın aksine, doğa içindeyken dünyanın doğal ritminden bloke edilmiyoruz. Bu nedenle doğadayken kendimizi yenilenmiş ve şifalanmış hissediyoruz.

Sizler de, zihinlerinizi endişe ve korkularınızdan özgürleştirmek, ve kendi ruhsal titreşiminizi yükseltmek için size çokça hizmet edecek olan Thetahealing, Regresyon ve Jean Adrienne Arınma Sistemi yöntemleri ve seansları ve Healy frekans cihazı ile ilgili ayrıntılı bilgiye ve seminer takvimimize www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir, hediye çalışmalarımdan ve grup seanslarımdan faydalanabilmek için Instagram ve YouTube hesabımı takip edebilir ve her türlü sorunuzu [email protected] mail adresim üzerinden bana iletebilirsiniz.

Tekrar görüşünceye dek sevgiyle kalın…

İlginizi çekebilir: Yaratıma giden yegane yol: ‘Şimdi’nin gücünü kullanın

Esin Demir Thetahealing Eğitmeni
2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi. Spiritüel gelişim merakı 2009 yılında, Japonya’ya bir yaz stajı programı ile gittiğinde başladı. Bu ilginç ... Devam