Empresyonizm nedir?: Empresyonizm akımı özellikleri, sanatçıları ve eserleri

Empresyonizm, modern sanatın en önemli hareketlerinden biri. Peki empresyonizm nedir? Bu akımın öncüleri olarak kabul edilen Claude Monet, Auguste Renoir ve Edgar Degas, konuyla ilgili bilgi sahibi olmayanlar tarafından bile iyi bilinir. Günümüzde bu isimlerin müzelerdeki resimlerini görmek için büyük kuyruklar oluşuyor. Hatta ilgilileri, müzayedelerde bu resimleri satın almak için sıraya giriyor. Acaba empresyonizm, neden bugün bile insanların bu kadar ilgisini çekiyor? Empresyonizmi anlamak için bilmeniz gerekenleri bir araya getirdik. Empresyonizm nedir, empresyonizm akımı özellikleri, empresyonizm sanatçıları ve eserleri gibi merak ettiğiniz tüm başlıkları yazımızda bulabilirsiniz.

Empresyonizm nedir?

Öncelikle empresyonizm nedir, açıklayalım. 1874’te “Adsız Sanatçılar Birliği” olarak bilinen bir grup sanatçı, Paris’te sanatsal geleneklerden radikal bir kopuş getirecek ve sanat tarihinin en popüler hareketlerinden birini başlatacak bir sergi düzenledi. Amaçları, Académie des Beaux-Arts (19. yüzyıl için tek resmi foruma başkanlık eden sanat kurumu) üyeleri tarafından jürili, yıllık ve devlet destekli bir sergi olan “Salon”un sınırları dışında bir şey yaratmaktı. Empresyonizm (izlenimcilik) akımı, işte bu sergiyle ortaya çıktı. Serginin adı Claude Monet’in “İzlenim, Gündoğumu” isimli eserinden geliyordu. Tabloda ise bir limanın sabah sisleri arasından görünümü resimlenmiştir. Empresyonizm akımının kurucuları, bu sergide ışık ve atmosferin uçucu etkilerini temsil etmek için etkileyici fırça işleriyle dolu, sıradan, günlük yaşamdan sessiz manzaraları ve sahneleri betimleyen tuvaller sundu. Şu anda bir resimdeki fırça işçiliğinin veya konu seçiminin görenleri şok edebileceğini hayal etmek zor olabilir. Ama 19. yüzyılın Paris’inde bu resimler, devrime benzer bir şeyi temsil ediyordu.

Dönemin sergisi Salon’da büyük edebi, tarihi veya mitolojik olayları betimleyen epik, gerçekçi ve son derece ayrıntılı tuvaller yer alıyordu. Claude Monet, Edgar Degas ve Camille Pissarro eserlerinde bunun yerine çevrelerindeki dünyada gördüklerini tasvir ettiler. Resimleriyle yeni, kentsel orta sınıfta ortaya çıkan, banliyölerin gelişimi ve hafta sonu yelkenli tekne yarışlarından kabare akşamlarına kadar çeşitli boş zaman etkinlikleri de dahil olmak üzere, Paris şehrini kasıp kavuran sosyal değişiklikleri belgelediler.

Kendilerinden öncekilerin hem tekniklerinden hem de konularından kaçınan Empresyonistler, çağdaş yaşamın toplumda meydana gelen radikal değişimleri temsil etmek için yeni bir dil gerektirdiğini gösterdiler. Eleştirmenler ise buna korku ve huşu ile karşılık verdiler. Muhafazakar eleştirmenler resimlerinin bitmemiş, eskiz benzeri kalitesini kınarken, daha ilerici olanlar modern yaşamın taze ve yenilikçi tasvirlerini savundular.

Empresyonizm sanatçıları ve eserleri: 1. Bölüm

Kaynak: commons.wikimedia.org

Empresyonizm nedir, açıkladık. Peki Empresyonizm akımının temsilcileri kimler? Empresyonist sergilere katılan sanatçı grubu zaman içinde değişti ancak Monet, Degas ve Pissarro’ya ek olarak grupla ilişkili başka figürler de bu akıma dahil edildi. Bazıları tarafından bu akımın dışında kaldıkları düşünülse de Gustave Caillebotte, Berthe Morisot, Pierre-Auguste Renoir, Mary Cassatt, Alfred Sisley de Empresyonizmle anılan isimlerdi. Tüm bu üyeler eserlerinde tek bir sanatsal vizyona bağlı kalmasalar da çalışmaları benzer temel özellikleri paylaştı.

Empresyonizm sanatçıları çoğunlukla kısa, kırık fırça darbeleri kullandılar. Örneğin Monet’in “Argenteuil’deki Köprü” (1874) isimli eserinde, yedi kez tamamen farklı efektler çizdiği bir sahneyi görüyoruz. Bu versiyonunda, hareketli su yüzeyinde titreşen yansımalar izlenimi vermek için çeşitli renk dokunuşlarını katmanlamış ve yan yana getirmiş.

Bazı Empresyonistler boyayı kalın tabakalar halinde uyguladılar. Hamur işi, bazen bir palet bıçağıyla veya hatta doğrudan tüpten, tuvallerine elle tutulur bir doku ve varlık verdiler. Ayrıca genişletilmiş bir renk paleti benimsediler; tarih resimlerinin kasvetli tonlarını kullanmak yerine, gerçek dünyanın zengin kromatik nüanslarını yansıtmaya çalışarak vurguları ve gölgeleri oluşturmak için renkleri kullandılar.

Empresyonistlerin çoğu sentetik pigmentler; özellikle sarı, mavi, mor ve yeşilin canlı tonları ile denemeler yaptı. Manzaralara ve gündelik hayattan sahnelere odaklananlar, tuvallerini açık havaya çıkardılar. Doğrudan gözlemleyerek -bir stüdyonun içinden değil- açık havada resim yaptılar. Objektif olarak gerçekçi temsiller yaratmakla ilgilenmeyen Empresyonistler, yeni ortamlarının dinamizmini iletmek için gevşek, hareketlere dayalı fırçalarını kullanarak ışığın, havanın ve atmosferin değişen etkilerini yakalamaya çalıştılar.

1853’te, İmparator III. Napolyon tarafından görevlendirilen ve temsilcisi Baron Georges-Eugène Haussmann tarafından yürütülen geniş bir bayındırlık işleri programı, Paris’i modernleştirme girişimine başlamıştı. 1870 yılına kadar devam eden tadilatlarla, bu program şehrin tüm yapısında devrim yarattı. Haussmann’ın programı – genellikle “Haussmannlaştırma” olarak anılır – kalabalık Ortaçağ mahallelerini yıkmayı, yol ve bulvarları genişletmeyi, parklar ve meydanlar yaratmayı ve banliyöleri ilhak etmeyi içeriyordu. İnşaat Paris’i değiştirmeye başladığında, Empresyonistler, bu modern metropolün görünümünü yakaladılar. Pissarro ve Caillebotte, şehrin yayalar ve at arabalarıyla dolu geniş, ağaçlıklı bulvarlarının kuşbakışı manzaralarını çizdi.

Empresyonizm sanatçıları ve eserleri: 2. Bölüm

Kaynak: fr.wikipedia.org

Pisarro; “Boulevard des Italiens, Sabah, Güneş ışığı” (1897) isimli tablosunda, kümelenmiş fırça darbeleri kullanarak insan gruplarının yer aldığı kalabalık bir caddeyi resmetti. Diğer Empresyonistler, Paris’in endüstriyel altyapısını (trenler, köprüler ve fabrikalar) belgeleyerek veya şehir içinde ve çevresinde boş zaman etkinliklerini detaylandırarak modern yaşamın özünü yakalamayı seçtiler.

Empresyonistler için banliyölerin gelişimi, Paris’in dönüşümü kadar önemliydi. Demiryollarının genişlemesi, kırsal bölgelerin şehirden uzaklaşmak isteyenler için erişilebilir olmasını sağladı. Paris’in merkezine 10 milden daha yakın olan küçük bir banliyö olan Argenteuil, en popüler inziva yerlerinden biriydi. Monet, Renoir, Pissarro ve Sisley gibi birçok Empresyonist, resimlerinde Argenteuil’in nehir manzaralarını, köprülerini, sokaklarını ve bahçelerini ölümsüzleştirdi. Argenteuil’in en bilinen resimleri arasında, küçük kasabada uzun süre kalmış olan Monet tarafından yapılanlar yer almaktadır.

Empresyonistler ayrıca 19. yüzyılın sonlarında Doğu Asya görsel kültürünün Avrupa’ya ani akışından dda erinden etkilendi. Japonlar 1850’lerde Batı ile ticarete yeniden başladıktan sonra, Japon baskıları, yelpazeleri, kimonoları, cilaları ve tekstilleri de dahil olmak üzere birçok yabancı ithalat Avrupa’ya gelmeye başladı. Bu nesneler, bir kimono içindeki karısı Camille’yi poz verirken resmeden (La Japonaise- 1876) Monet gibi, birçok sanatçı üzerinde güçlü bir etkiye sahipti.

Mary Cassatt da bu nesneleri çalışmalarına dahil etti; bunu özellikle “Maternal Caress” (1890–91) isimli tablosundaki döşemede ve kadın elbisesinde belirgin olarak görebiliyoruz.

Japon sanatının hevesli bir koleksiyoncusu olan Degas da dahil olmak üzere diğer Empresyonist sanatçılar, Japon sanatçılar tarafından tercih edilen asimetrik kompozisyonları ve uzun resimsel formatları birleştirdi. Japon sanatına ve kültürüne olan bu ilgi, Empresyonistlerden bir nesil sonra da sanatçılara ilham vermeye devam etti (Vincent van Gogh ve Henri de Toulouse-Lautrec gibi).

Empresyonizm akımı özellikleri

Empresyonizm nedir, açıkladıktan sonra bu akımın sanatçıları ve bazı örnek eserleriyle aslında özelliklerine de değinmiş olduk. Buradan hareketle Empresyonizm akımı özelliklerini şu şekilde özetlemek mümkün.

  • Hayatın içinden sahnelerin gerçek görüntüleri,
  • Canlı, doğal renklerin kullanımı,
  • Anın, hareketin, duygunun, dinamiklerin geçiciliğini aktarma ve izleyici üzerinde bir izlenim oluşturma arzusu,
  • Görüntünün doğruluğu yerine ışık oyunlarını tercih etmek,
  • Işık efektlerini doğru bir şekilde iletmek için stüdyoda değil, dışarıda boyama; sonuç olarak, olayların çoğunlukla sahnelenmesi,
  • Modern, kentsel, gündelik, burjuva gibi temalar,
  • Renklerin karışmadığı dinamik vuruşların kullanımı.

Empresyonizm akımı neden önemli?

Tüm bu bilgilerden sonra, Empresyonizm akımı neden önemli, açıklayalım.

Son Empresyonist sergi 1886’da yapılmış olsa da bu akım, Batı sanat tarihinin en popülerlerinden biri olmaya devam ediyor. Birçok kişi tarafından Modernist dönemin ilk avangard hareketi olarak kabul edilen Empresyonizm, 20. yüzyılın birçok sanatsal hareketi (Sembolizm, Fovizm ve Kübizm) için bir sıçrama tahtası görevi gördü. Empresyonistlerden stilistik ilham almayan birçok avangard hareket olmasına rağmen, onların yerleşik, devlet destekli bir stili reddetmesi, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa’daki benzer bağımsız sergi grupları için bir model olarak hizmet etti.

İlginizi çekebilir: Heykeltıraş Sayaka Ganz’dan sanata teknolojik dokunuş: 3D Empresyonizm

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!