Çocuğun eğitim hayatındaki başarısını artırmada anne babaya düşen görevler

Yeni bir eğitim dönemine daha başladık. Öğrenciler, eğitimciler ve veliler hızlı bir girişle akademik yolculuklarına devam edecekler. Ve bu yolculukta her anne babanın istediği şey, çocuğunu başarılı görmek olacaktır.

Başarıya giden yolda atlanan, görmezden gelinen ya da hiç düşünülmeyen noktaları fark etmek ve üzerinde çalışmak size ve çocuğunuza yarar sağlayabilir.

Başarının tanımını iyi yapın.

Başarı sadece notlarla, artılarla, yıldızlarla, madalyalarla ölçülebilen bir şey değildir. Bunlar sadece semboldür ve sistematiktir. Oysa bunun yanında, çocuğun mutlu, sorumluluk sahibi, özgüvenli, problem çözme becerisi yüksek bir birey olmasına giden yaşamsal başarı kriterlerini görmezden gelmeyin.

Derslerin amacını fark edin ve ettirin.

Birbirinden farklı derslerin müfredatta yer almasının ve öğretilmesinin bilimsel bir sebebi vardır. Bu da beynin farklı alanlarını aktive ederek, zihnin potansiyellerini kullandırmaktır. Bu noktada eğitimciler ve anne babalar, çocuğun öğrenme serüvenini ciddiye almalı ve ezberden uzak, mantığa ve eleştiriye dayalı, görsel ve işitsel açıdan zenginleştirilmiş eğitim yollarını tercih etmelidir.

Günde on beş dakika da olsa birebir vakit geçirin. Sizinle oynamak, oturmak ya da sohbet etmek istediğinde onu ders başına yollamayın.
Çocuğunuzu tanıyın.

Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun onu tanıyın. Meraklarını, korkularını, hayallerini, sırlarını, dedikodularını, sizlere ve kendine yönelik düşüncelerini, eleştirmeden ve tenkit etmeden dinleyin. Aranızdaki bu bağ, ona yankın olmanızı sağlar ve sizi sadece “dersin yok mu senin?” diye soran bir ebeveyn olmaktan korur.

Çocuğunuzla vakit geçirin.

Günde on beş dakika da olsa birebir vakit geçirin. Sizinle oynamak, oturmak ya da sohbet etmek istediğinde onu ders başına yollamayın. Önce onunla iletişime geçin, sonrasında sınır koyduğunuz saatte dersi gündeme getirin.

Hobileri ihmal etmeyin.

Araştırmalar, okul dışında bir sanat ya da spor faaliyetine devam eden öğrencilerin, akademik açıdan daha başarılı olduğunu gösteriyor. Oysa ülkemizde kurslar ve faaliyetler başarı engelleyici ve zaman kaybı görülerek tatillere kadar ertelenir. İyi yapılacak bir haftalık planla bir saat de olsa beynini boşaltmasını sağlayacak bir aktivite bulmanız yararlı olacaktır.

Ödevleri siz yapmayın.

Çoğu ebeveyn, zamansızlıktan, sıkışıklıktan ya da çocuğu reddettiği için, ödevleri çocukları yerine yapabiliyor. Bu sorunu çözmediği gibi, daha da büyütüyor. Çocuğun disiplin kazanabilmesi için ödevleri sadece onun yapmasını sağlayın. Bu noktada işe yarayan bir sistem, okuldan döndükten sonra bir saatlik dinlenme, ardından ödevlerin yapılması ve geri kalan vakitte (ki bazen aşırı ödev verildiğinde zaman kalmıyor) dinlenme ve birlikte vakit geçirme şeklinde sürdürülebilir. Çocukların ödevi reddetme sebepleri bazen öğretmenin aşırı ödev vermesi ya da ödevleri kontrol etmemesi olabiliyor. Bu noktada öğretmenle işbirliği yapılmalı ve sistem gözden geçirilmeli.

Eğer evde sürekli televizyon açıksa, ebeveynlerin ellerinden tablet ya da telefon düşmüyorsa, ebeveynler alsa kitap okumuyorsa çocuğun da bunu modelleyeceğini unutmayın. 
Sorumluluk verin.

Çocuğun yaşına göre sorumluluklar verin. Para ödeme, oda toplama, sofraya yardım etme gibi küçük sorumluluklar erken yaşta kazandırıldığında çocuk ilerleyen yaşlarda da daha bilinçli ve motive olabiliyor.

Model olun.

Eğer evde sürekli televizyon açıksa, ebeveynlerin ellerinden tablet ya da telefon düşmüyorsa, ebeveynler alsa kitap okumuyorsa çocuğun da bunu modelleyeceğini unutmayın. Sergilemediğiniz bir tabloyu çocuğunuzdan beklemek yerine, tutumlarınızda değişime gidebilirsiniz. Yetişme tarzınız, eğitim durumunuz buna izin vermese bile, elinizden gelen değişimi yapmanız bile yeterli olacaktır.

Psikolojik açıdan hassas yaklaşın.

Çocuğunuzu diğer kişilerle kıyaslamayın, başka insanların önünde onunla ilgili olumsuz söylemlerde bulunmayın, ebeveyn iletişiminize dikkat edin, evde tartışmalardan uzak durun, mükemmeliyetçi olmayın. Sadece olumsuz yönleri değil, olumlu yönleri ortaya çıkarın. Sevdiğinizi, gurur duyduğunuzu paylaşın.

Önerilerin bir kısmının, çocuğunuzun yaşına, mizacına, ülkemizin eğitim sistemine uymadığını düşünebilirsiniz. Ama eminim ki, içinde bulunduğunuz duruma göre şekillendirip uygulayabilirsiniz. Ve lütfen unutmayın, bir çocuğun ve bireyin yaşamındaki en önemli sistem, ebeveynlerinden öğrendiği ilkelerden oluşur.

 

İlginizi çekebilir: 45 yıllık araştırma sona erdi: Süper zeki çocuklar nasıl eğitilmeli?

Uzman Klinik Psikolog Göksu Telmaç Psikolog
1984 Adana doğumlu olan Telmaç, ilk ve orta öğrenimini Adana'da tamamladı. 2002 yılında İsmail Sefa Özler Almanca Anadolu lisesinden mezun oldu. Daha sonra 2006 ... Devam