Bitki çayları ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri

Vücudumuzun dış etkenlere karşı kendini koruma mekanizması olan bağışıklık sistemi; başta soğuk algınlığı ve viral enfeksiyonlar olmak üzere, bizi hastalıklardan koruyan en önemli savunma mekanizması. Bağışıklık sistemi, yabancı mikroorganizmaların vücudumuza girdiklerinde karşılaştıkları ilk koruma kalkanımız. Bu nedenle bağışıklık sistemimiz ne kadar güçlü olursa bağışıklık sistemini tehdit eden bir durum karşısında problem yaşama ihtimalimiz de o kadar düşük oluyor. Yani güçlü bir bağışıklık sistemi daha az hasta olmamız, hasta olduğumuzda ise daha kolay iyileşmemiz anlamına geliyor.

Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmanın yolu tahmin edebileceğiniz üzere kendimize iyi bakmaktan geçiyor. Doğanın şifa kaynağı bitkiler ve bitki çayları vücudumuzun virüslerle savaşmasına yardımcı olmalarının yanı sıra enfeksiyon ve enflamasyona karşı da koruyucu olmalarıyla biliniyorlar. Yüzyıllardan beri hem geleneksel korunma yöntemlerinde hem de tıbbi tedavilerde sıkça kullanılan doğal bitkiler, sağlıklı ve iyi çalışan bir bağışıklık sisteminin vazgeçilmez destekçilerinden. Bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek olan bitkiler ve bitki çaylarının yanı sıra bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için günlük rutininizde yapacağınız kendisi küçük ama etkisi büyük değişiklik önerilerini de sizler için derledik.

Zencefil ve limon

Geçmişten günümüze soğuk algınlığına karşı en çok kullanılan bitkilerden biri olan zencefil, etken maddesi olan sesquiterpenes sayesinde soğuk algınlığına sebep olan virüslerin vücuda yerleşmesine engel olur. Yalnızca virüslerle değil bakteri ve mantarlarla savaşma özelliğiyle de bilinen zencefil, enflamasyonu azaltarak bağışıklık sisteminin düzgün şekilde çalışmasına destek oluyor (1). Grip ve soğuk algınlığından muzdarip bünyelerin en sık başvurduğu doğal reçetelerden biri olan zencefil içeren bitki çaylarının bu konudaki etkisi de zencefilin, üst solunum yolu hassasiyetini giderici antihistaminik ve dekonjestan etkisinden geliyor (2).

Soğuk algınlığı denince akla ilk gelen başka bir şifa kaynağı da C vitamini deposu limon. Antibakteriyel, antiviral ve antifungal özelliklerinin yanı sıra, polifenoller ve C vitamini açısından oldukça zengin olan limonu zaten yiyecek, içecek ve salatalarda lezzet verici olarak bol miktarda tüketiyoruz. Zencefille bir araya geldiğindeyse tam bir bağışıklık sistemi destekleyicisi haline geliyor. Zencefilli limon çayı boğaz kaşıntısı, boğaz ağrısı ve öksürük semptomlarını azaltırken, antioksidan özelliğiyle de bağışıklık sistemine destek oluyor (3).

Zerdeçal

Bir süper besin olan zerdeçalın aktif bileşeni olan kurkumin; anti viral, anti fungal ve antiemflamatuar özellikler taşıyor. Bu özellikleriyle soğuk algınlığı, nezle gibi yaygın görülen hastalıkların yanı sıra, antienflamatuar özellikleriyle de birçok hastalığın sebebi olan iltihaplanmayla da savaşıyor (4). Hindistan ve Ayurveda pratiklerinde 4000 yıldan fazla zamandır kullanılan zerdeçal; yaraları iyileştirme, vücuttan fazla mukusun atılması, böcekleri uzaklaştırma, iltihapları azaltma gibi pek çok nedenle kullanılıyor.

Bilimsel araştırmalara göre zerdeçal, akyuvarları destekleyerek vücudun yabancı mikroorganizmalarla savaşmasına yardımcı oluyor. Araştırma sonuçları zerdeçalın içindeki etken maddelerin, akyuvarlar ile bağışıklık sistemi arasındaki iletişimi güçlendirmeye yardımcı olduğunu ve bu yolla bağışıklık sisteminin güçlenmesine destek verdiğini gösteriyor (5). Toz halinde yemeklerden tatlılara tüm besinlerle birlikte baharat olarak tüketebileceğiniz zerdeçalı çay olarak demleyerek de tüketebilirsiniz.

Yeşil çay

Antioksidan ve detoks etkisiyle yağ yakımını desteklemenin en lezzetli yollarından biri olan yeşil çayın faydaları yalnızca bununla sınırlı değil. Yeşil çayın içeriğinde bulunan kuersetin, teanin gibi bileşenler, bağışıklık sitemini güçlendirici özellikleriyle biliniyor. Antioksidan kaynağı yeşil çay, içeriğinde yer alan polifenoller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirirken, vücudun pek çok hastalığa karşı korunmasına da yardımcı oluyor. (6) İçeriğindeki kateşinler ve polifenoller nedeniyle en çok antioksidan içeren bitkilerin başında gelen yeşil çay ayrıca güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu bilinen A, C, E vitaminleri ve selenyum yönünden de oldukça zengin. Bilimsel araştırmalar yeşil çayın içeriğinde bulunan kateşinlerin bazı bakterileri öldürdüğünü ve grip virüsü gibi bazı virüs türlerinin vücuda girmesini engellediğini gösteriyor. (7, 8, 9, 10).

Adaçayı

Hoş kokusuyla bilinen aromatik bitkilerden biri olan adaçayı, çay olarak tüketilmesinin yanı sıra ilaç endüstrisinde de sıkça kullanılan şifalı bir bitki. Araştırmalara göre hafızayı güçlendirici ve mod yükseltici bir etkisi olan adaçayı; antibakteriyel etkisiyle de vücudumuzun istenmeyen mikroorganizmalarla savaşmasına yardımcı oluyor. Zararlı toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olarak hastalıklara karşı koruyucu etki gösteren adaçayının, bakteri, mantar ve virüslerle savaşmanın yanı sıra ağız ve boğaz enfeksiyonlarında da oldukça etkili olduğu biliniyor (11). Özellikle boğaz ağrısını hafifletmek için adaçayı ile gargara yapabilir ya da çay şeklinde tüketerek tüm şifalarından faydalanabilirsiniz.

Ihlamur

Güzel kokusunun yanı sıra özellikle mide ağrısı ve spazmlarını yatıştırıcı etkisi ile sık sık tükettiğimiz bitki çaylarının başında gelen ıhlamur, bağışıklık sistemini destekleyici özelliğiyle de biliniyor. Öksürük yatıştırıcı ve boğaz yumuşatıcı bir etkiye sahip olan ve flavonoidler bakımından zengin ıhlamur, enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisinin yanı sıra bağışıklık sisteminin vücuttaki enfeksiyonlarla savaşmasına da yardımcı oluyor. (12)

Bitkilerin gücünden destek alarak daha iyi hissetmek için Doğadan’ın bitki, meyve ve yeşil çaylarıyla tanışın.

Tüm besinlerde olduğu gibi bitki çaylarının da şifalı etkilerini tek seferlik kullanımla görebilmeniz pek mümkün değil. Yukarıda bilimsel araştırmalarla bağışıklık sistemini desteklemek açısından faydalı olabileceğini belirttiğimiz bitki çaylarının tüketimini alışkanlık haline getirmek, bağışıklık sisteminizi destekleyerek hastalıklardan korunmanızı sağlayabilir. Ayrıca her ne kadar sağlıklı bir yaşam sürmenin herkes için farklı bir reçetesi olsa da, bazı iyi yaşam önerilerini alışkanlık haline getirmek de bağışıklık sisteminizi güçlendirmenize yardımcı olacaktır:

  • Yoga, meditasyon ya da nefes egzersizleriyle bağışıklık sisteminin en büyük düşmanı olan stres seviyenizi kontrol altında tutun.
  • Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm vitamin ve mineralleri dengeli beslenerek doğal yollarla almaya çalışın.
  • Bağışıklık sistemimiz için gerekli olan besin öğelerince zengin olan sebzeleri, meyveleri, tohumları ve kuruyemişleri tüketin.
  • Düzenli egzersiz yapın.
  • Uykusuzluk, enflamasyonu engellemeye yönelik bağışıklık sistemi fonksiyonlarını, dolayısıyla T hücrelerinin aktivitesini azaltabilir. Bu nedenle uzmanların da önerdiği şekilde günde 7-8 saat kadar uyumaya çalışın.
  • Gün ışığından yararlanın. Sabah uyandığınızda güne güneşi selamlayarak başlamak ya da gün içinde 10-15 dakikalık kısa yürüyüşler yaparak günlük D vitamini ihtiyacınızı karşılayabilir ve bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz.

 

Bu yazı Doğadan‘ın katkılarıyla hazırlanmıştır.  

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!
Advertisement