Yaz mevsiminin de en kalorisiz sebzesi: Kabak tüketmeniz için 5 neden

İlk olarak Amerika’da keşfedilen, sonrasında 1800’lü yıllarda İtalya’da mutfakların vazgeçilmezi olmaya başlayan kabak Türk mutfağının da sevilen sebzelerinden. İster salata, ister çorba, isterseniz yemeği yapılabilen, kabak sevmeyenleri bile kabak tüketmeye ikna edecek bilgileri sizler için derledik.

Yaz sıcaklarında tüketilecek, su içeriği en yüksek sebzelerden birisidir.

Düşük kalorili oluşu da aslında bu özelliği ile yakından ilişkilidir. Yoğunluğunu; lif, vitamin ve mineralden sonra sıvıdan almaktadır. Sıvı tüketiminin ihmal edilmemesi gereken bu sıcak havalarda hafif bir seçenek olarak kabak da sıvı alımına destek olabilir.

Düşük kalorisi ve zengin içeriği ile diyet dostu bir sebzedir.

Yukarıdaki su içeriği ile de oldukça ilişkili olarak kalorisi oldukça düşüktür. 1 orta boy kabak yaklaşık 30- 40 kaloridir. Potasyum, fosfor, magnezyum, kalsiyum mineralleri ve A ve C vitamini açısından zengindir. Sağlıklı bir öğün hazırlamak istediğinizde yaklaşık 4-5 kişilik bir sofra için neredeyse 250-300 kalorilik bir tencere kabak yemeği yeterli olacaktır.

İçerdiği lif ile bağırsakları sağlıklı şekilde çalıştırdığından detoks etkili bir sebzedir.

Detoks deyice aklınıza yağ yakmak, hızlıca kilo kaybetmek gelebilir ancak detoks aslında vücuttaki toksik maddeleri uzaklaştırmak, arınmak demektir. Bu noktada da sindirim ve boşaltım sağlığı çok önemlidir.

Kabak, ilk maddedeki özelliği olan yüksek su içeriği ile dışkının dokusunu yumuşatmaya yardımcıdır. Bu durum kabızlık riskini de azaltmaktadır. Ayrıca oldukça değerli olan çözünebilir ve çözünemez lifleri de yüksek oranda içermektedir. Kabaktaki çözünmeyen lifler dışkıya katılarak kıvamlanmasını sağlamakta ve bağırsak lümenlerinde dışkının hareketini kolaylaştırmaktadır. Çözünür lifler ise bağırsaklarımızdaki dost bakterileri beslemeye yardımcı olan kısa zincirli yağ asitleri üretmektedirler.

Araştırmalar kısa zincirli yağ asitlerinin irritable bağırsak sendromu (IBS), Crohn hastalığı, ülseratif kolit gibi bazı rahatsızlıkları ve semptomlarını azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.

Tip 2 diyabet hastalığı riskini azaltmaya yardımcıdır.

Diyabet hastalığında karbonhidrat önemlidir. Glisemik indeksi ve karbonhidrat yükü yüksek besinler tüketilmemelidir. Kabak da karbonhidrat yükü en düşük sebzelerden birisidir. Yanında yoğurt ve kompleks bir karbonhidrat kaynağı ile tam dengeli bir ana öğün sunabilir.

Kabağın, karbonhidratın yanı sıra, diyabet riskini düşüren en önemli özelliği içerdiği liflerdir. Çalışmalar yüksek lifli beslenmenin tip 2 diyabet riskini önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir.

Antioksidandır.

Antioksidan kapasitesi yüksektir. Bu sayede vücudu serbest radikallere karşı korumaktadır. İçeriği incelendiğinde tüm kabak türlerinin en çok lutein ve zeaksantinden zengin olduğu görülmüştür. Balkabağında da yeşil kabağa göre beta karoten daha fazla mevcuttur. Bu sayede kabak türleri tüketildiğinde cilt ve göz sağlığı desteklenmektedir.

Bir çalışmada cilt ve göz sağlığının yanında kabak tüketiminin prostat kanseri riskini azalttığı gözlemlenmiştir. Ve araştırmalar sadece prostat kanseri değil, diğer kanser türlerinin görülme riskinin de antioksidanlardan zengin beslenme ile azaltılabileceği savunmaktadır.

Başka bir çalışmada ise kabağın içerdiği pektin lifi sayesinde kötü kolesterol seviyeleri iyileşmektedir. 2 ay boyunca günde 2 ila 10 gram çözünür lif tüketilmesi kötü kolesterol seviyesini 2,2 birim düşürmüştür. Bu durum sağlıklı bir beslenme planı ile birlikte uygulanmıştır.

Kabak ve faydaları ilgili yapılan çok sayıda çalışma mevcuttur. Ancak kabak tüketmeyi cazip hale getiren etmenlerin bir tanesi de kullanımının kolay olmasıdır.

Az miktarda zeytinyağında soteleyip domatesli yemeğini yapabilir ya da ızgara etlerinizin yanına buharda pişirip garnitür olarak hazırlayabilirsiniz. İsterseniz kabağı rendeleyerek yoğurt ve ceviz ekleyip doyurucu bir salata seçeneği elde edebilir ya da çorbalarınıza ekleyerek çorbanın kalorisini artırmadan şifasını artırabilirsiniz. Kısacası kabak tüketmek için sebep çok, siz yeter ki kendinize uygun olanı seçin.

İlginizi çekebilir: Mutfakların vazgeçilmezi, diyetlerin demirbaşı: Limon

Diyetisyen Müge Bozok Diyetisyen
2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarı ile mezun oldu. Türkiye’nin ilk Tıp Merkezi İntermed’de kariyerine başladı, bu merkezde ... Devam