Grinin 50 tonu: Cinsel bir devrim ya da medyatik bir fırsat?

Grinin 50 Tonu Hakkında İnceleme
Grinin 50 Tonu Hakkında İnceleme

Fransız gazeteleri, dergileri, radyo ve televizyon programları bugünlerde sadece, İngiltere ve Amerika’da best-seller olduğu için dünya çapında da best-seller olarak ilan edilen, modern “erotik” hikaye  “Grinin 50 Tonu”nun Fransızca versiyonunun piyasaya çıkmasından bahsediyor.

Hikaye; 21 yaşındaki bakire edebiyat öğrencisi Anastasia Steele’in, yardımsever işadamı ve harika bir piyanist olan, new-age dandy Christian Grey’e olan cinsel itaati hakkında. İlk karşılaşmaları genç Anastasia için iki orgazmla sonuçlanıyor (wow!). Kitap; esaret ve dominasyon / itaat ekseni etrafında dönen sado-mazoşist cinsel uygulamalarla bezenmiş olup, erotik sahneleriyle dikkat çekiyor.

İngiliz yazar ve BBC yapımcısı E. L. James’in bu kitabı, J. K. Rowling’in bir buçuk yılda 40 milyon satan Harry Potter’ından daha çok sattı. Gel gör ki, bu new-age düşük kalite SM (sado-mazo) porno kitabın, edebi bir fenomen olmaktan çok medyatik bir olay olduğu ortaya çıktı.

Burn it after reading

Basında çıkan haberlerin başlıkları şu şekilde; “Grinin 50 tonu azdırıyor”,Amerikalı edebi fenomen Fransa’da piyasaya sürüldü”, “SM pornosu ev hanımlarının alışveriş sepetinde”, “Sindirella ve mazoşist”, “Grinin 50 tonu: tokatlanma zamanı¨ . Bunları duyunca ne yapıyoruz? Gidip alıyor ve okuyoruz!

Editörlerin yorumları biraz karışık; “M6’daki (ünlü bir Fransız TV kanalı) Pazar gecesi erotik programlarından daha heyecanlı değil, aptallığın ötesinde”, “Tek SM deneyimi, bu 600 sayfalık kötü yazılmış ve korkunç derecede sıkıcı kitabı okumak”; “E. L. Klişelerden korkmuyor ve fantezilerini büyük bir coşku ve saflıkla anlatarak bizi içine çekiyor.”, “Başta köle olarak yer alan hikayenin kahramanı sonunda kendi avantaj sağlıyor ve hikaye olumlu bir gelişimi temsil ediyor.”

Eğer kitap o kadar kötüyse, ya da diyelim ki idare ediyorsa, neden bu kadar çok konuşuldu? Çünkü bizim medyatik toplumumuzda, konuşamadığımız şeyler var. Özellikle konu sekse geldiğinde. (Kendime not: seks devrimseldir ve seks satar.)

Fransa’da kitabın piyasaya sürülmesinden sonra, ortaya, kitabın playlistlerinden derlenen bir soundtrack ile, kitapta anlatılan pozisyonları anlatan bir rehber çıktı; “İlişkinizi hareketlendirecek 20 şehvetli oyun: Grinin 50 tonu kitabından ilham alınarak hazırlanmış, cinsel ilişkinize heyecan katacak tüyolar.¨ Yazar kitapta anlatılanlardan esinlenen yeni bir seks oyuncağı koleksiyonu çıkarmak için bir firmayla anlaştı. Film ise –tabi ki filmi çekiliyor- Universal tarafından çekilecek. Ayrıca, “Fifty shades” markalı bir iç çamaşır koleksiyonu da yolda…

Kitabın medyadaki ele alınışı, edebi niteliklerinden çok ticari etkisini ortaya koyuyor. SM aletlerinin ve bondage ( bağlanma) atölyelerinin başarısı, direk olarak kitaba bağlanıyor ve damgalanmış cinselliğin özgür hareketi olarak öne sürülüyor. Peki gerçekten öyle mi?

¨Orada durup yanmamı izleyeceksin, benim için sorun yok, çünkü canımı acıtmasından hoşlanıyorum.¨

Bir kaç ay önce Rihanna ve Eminem, ilişkilerde acı çekmenin ve kendine zarar vermenin zevki hakkında bir şarkı söylediler. Duygusal ve cinsel itaat gerçekten de revaçta! Kadınlar da medyada ve reklamlarda genellikle cinsel olarak bu duruma hazır gösteriliyor. Grinin 50 Tonu’nda, temsil edilen prototip, – tabi ki de bakire- , güçlü ve başarılı erkeğin ona yaşattığı yeni duygularla kendinden geçiyor. Yine de kitap “Anne pornosu” (Mommy Porn)  olarak sınıflandırılıyor ve 40 yaş üstü kadınları hedef alıyor.

Benim mütevazi görüşüme göre, kitabın çekiciliği, “modern” kadının -son 30 yılda feminizmin çokça sorguladığı- erkek gücüne boyun eğme arzusundan geliyor. Kitabın yarattığı coşku, sonuç olarak, feminist perspektiflerin ve kazanımların kısmi ve çelişkili geçişimlerini ortaya koyuyor. Kadın forumlarındaki bazı yorumlar, kitabın üzerine kurulu olduğu, boyun eğilen kişiyle yapılan tanımlamaları gösteriyor: “Anastasia’ya gerçekten imreniyorum!!! Bu kitabı okumak kendi fantezilerimi hayal etmek gibi. Kitap mükemmel ve rahatlamak için birebir!!!” ya da “Kendime bir Grey istiyorum!!”

Cinsel özgürlüğün artışı, birey, ilişkiler ve seks algısını çok etkiledi. Bugünlerde, cinsel performans öğütleriyle karşı karşıya gelen kadın ve erkekler; plastik oyuncakların ve cinsel eğitimlerin “değerli” yardımıyla yeni cinsel standartlara ayak uydurmaya çalışıyor. Ünlü bir kadın dergisinde yayınlanan, kitaptaki öykülerden biriyle ilgili olan test tartışmaları aydınlatıyor: “Cesaretiniz var mı?” Çünkü asıl soru bu…

Mademoiselle Juliette
Eski sevgilim hep bir şarkı söylerdi : “My baby loves me, I’m so happy. And that makes me a modern girl”. Bu şarkıyı dinleyince, ... Devam