Yeni yılda kendimize verebileceğimiz en güzel hediye: Sağlıklı bir beden

 

Bir yılı daha geride bırakıyoruz ve hepimiz bu yılda mutluluk, sağlık ve başarı dilekleriyle yeni bir yıla merhaba diyeceğiz. Yeni bir yılın başlangıcında, geçen senenin bıraktığı olumsuzluklardan arınmak ve yenilenmek için kararlar alıyoruz. Hepimiz bunların çoğunu gerçekleştirmek için, Dr. Albert Schweitzerın ‘İnsanlığın en büyük keşfi şudur ki, insanoğlu fikrini değiştirerek hayatını değiştirebilir.’ sözü ile yeni bir yıla başlayalım. Sürekli ertelediğimiz sağlıklı yaşam hedeflerini düzene koymamızın zamanının geldiğini biliyoruz. Bundan dolayı yarın değil, zihinsel ve bedensel olarak kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak değişimlere şimdi başlıyoruz.

İlgili yazı: Sağlıklı beslenmek hayata farklı bir açıdan bakmaktır

Günümüzde stresli yaşam, yetersiz beslenme ve hareketsizlikten dolayı istesek de istemesek de vücudumuza zarar verebilecek maddeleri alıyoruz. Bu maddelerden kurtulmak için vücudumuz, kendi kendini dengede tutmaya çalışır. Ne zaman bu denge bozulursa, işte o zaman hastalıklar ortaya çıkar.

Peki, nedir vücudumuzun bu iyileştirici gücü?

Karaciğerimiz ve böbreklerimiz, vücudumuza aldığımız bu zararlı maddeleri vücudumuzdan uzaklaştırmaya yardımcı olabilir. Yani, bu organlar tüketilen gıdaları filtrelemekte ve zararlı maddeleri atmaktadırlar.

Her gün tükettiğimiz gıdalar ve çevre koşulları nedeniyle vücudumuzun her an verimli bir şekilde çalışması oldukça zor ve vücudumuz, tükettiğimiz gıdalardaki toksinleri ortadan kaldırmak için fazla miktarda enerji harcıyor. Bu nedenle, bedenimizin kendini dengede tutma ve iyileştirme gücünü kaybetmemesi için dinlenmesi gerekiyor. Bunu yapmanın en iyi yolu, sağlıklı beslenme seçimimizdir. Günde en az 1 öğünün sağlıklı sebze ve meyve suları ile değiştirilmesi vücudumuzun toksinlerden arınmasını sağlar.

Detoksifikasyon sürecine destek olan gıdalar

Vücudumuz için yeterli su tüketimi detoksifikasyon sürecine yardımcı olur. İşte beslenme programımızda yer vereceğimiz ve detoksifikasyon sürecine destek olan gıdalar:  

  • Kalsiyum bakımından zengin gıdalar (Süt ve süt ürünleri, tofu, kara lahana, brokoli, ıspanak, pazı, roka, somon, sardalya, kuru incir, badem ),
  • Sarımsak,
  • Soğan,
  • Lif bakımından zengin gıdalar (özellikle yulaf ezmesi ve keten tohumu),
  • Yosunlar,
  • Pancar,
  • Limon suyu,
  • Kişniş,
  • B1 vitamini açısından zengin gıdalar (süt ve süt ürünleri, meyve ve sebzeler, tam tahıllar, esmer pirinç, deniz ürünleri, ceviz, kaju, badem, ayçiçeği).

Bu gıdalar karaciğer fonksiyonunu arttırmaya, dokulardaki toksik ürünlerin birikmesini azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca bu besinler, vücudun toksinlerle mücadele kabiliyetini destekleyen antioksidanlar açısından da zengindir. 2014 yılındaki bir araştırmada, en fazla brokoli, lahana, karnabahar, soğan, sarımsak ve turpgiller gibi besinleri yiyen kadınların, bu besinleri daha az yiyen kadınlara göre iltihabi hastalıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğu görülmüştür.

Vücudumuzun detoksifikasyon sürecine yardım etmeye kararlıysanız, beslenmemizde bir takım değişiklikler yapmamız gerekir.

Özellikle yediklerimizin doğallıktan uzaklaştığı bu süreçte zararlı toksinlerin alınmasını engellemek birinci kuralımız.Yani sigara ve alkolden uzak durmalı, kimyasallar ve katkı maddeleriyle dolu aşırı işlenmiş gıdaları yememeli ve margarinler, aşırı tuz, şeker, mısır şurubu gibi gereksiz gıda katkı maddelerinden kaçınmanız gerekir. Danimarka’da yapılan bir araştırmaya göre, fazlaca beyaz ekmek ve basit şekerler gibi rafine karbonhidratlarla beslenen kadınların, karbonhidratlarını tam tahıllardan, meyvelerden ve sebzelerden alanlara kıyasla daha geniş bel çevrelerine sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Bu tür bir obezite ile insanların tip 2 diyabet, felç ve kalp rahatsızlığına yakalanma riskinin daha yüksek olduğu görülmüştür.

sağlıklı beslenme
Sağlıklı bir hayat için soğan, sarımsak, pırasa, brokoli, brüksel lahanası, lahana, turp gibi sağlıklı besinlere yer vermelisiniz.

Kısacası, ne yersek oyuz! Bundan dolayı beslenmemizde su tüketimine yer vermeli ve sağlıklı sıvıları içmelisiniz. Meyve ve özellikle soğan, sarımsak, pırasa, brokoli, brüksel lahanası, lahana, karalahana, turp, şalgam, hardal otu, pazı, tere, marul gibi sebzelerin tüketimini arttırılmalı, az yağlı süt ürünleri ( süt, kefir, yoğurt ) ve tam tahıl içeren taze organik gıdaları daha sık tüketmeye odaklanmalıyız.

Bu ipuçlarını göz önünde bulundurarak; vücudumuzun detoks özeliklerini geliştirmek, bedenimizi toksinlerden arındırmak, zihnimizin dingin ve duygularımızın mutlu olduğunu hissetmek, bu yıl bizim elimizde!  Dolayısıyla, artık beslenmemizde tercih edebileceğimiz yeşil antioksidan içeceği tarifi ile bedenimizi tazeleyebiliriz.

Yeşil antioksidan içeceği
yeşil detoks içeceği
Malzemeler:
  • 1 su bardağı sade kefir,
  • 1 su bardağı taze ıspanak,
  • 1 orta boy yeşil elma,
  • ¼ fincan taze kişniş,
  • 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi.
Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri pürüzsüz oluncaya kadar blender’dan geçiriyoruz. Bu içeceği herhangi bir öğünden 2 saat sonra taze olarak hazırlayıp, 3 dakika içerisinde tüketiyoruz.

Bedenimizin sesine kulak verdiğimiz bir yıl dilerim.

Diyetisyen Selvi Akman Diyetisyen
Kurucusu olduğu Beşiktaş Dietista Diyet Merkezi'nde diyetisyen. Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde yüksek lisansına devam etmekte. Trakya Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2014’te ... Devam