Şuur bulanmasının 5 sanığı göz hapsinde

Bir yerlere yetişmeye, bir şeyleri tamamlamaya, sorumlulukları yerine getirmeye çalıştığımız hayatlarımız kronik yorgunluğa gerçek birer aday. Ülkemizde yaşanılan acı olaylar, ay içerisindeki ısı dengesizlikleri, sağlıksız beslenme, stres, yetersiz egzersiz yapma, kalitesiz uyku gibi birçok faktörün kronik yorgunluğu tetiklediğine dair çalışmalar mevcut. Tükenmişlik sendromu en bilinen ismidir. Bu haftaki yazımda ‘’brain fog’’a, tam olarak Türkçe anlamı mevcut değil; ama en yakın kelime ‘’şuur bulanması’’, neden olan 5 etkeni kaleme aldım. Şuur bulanması tükenmişlik sendromunun en belirgin semptomlarından birisidir.

Beynin zindeliğini ve metal sağlığını korumak için tüketmeniz gereken besinler kadar tüketmemeniz gerekenler besinler de önemlidir.

İşte bilimsel çalışmalarla göz hapsine alınan 5 sanık:

1. Yapay tatlandırıcılar

yapay tatlandırıcı
Yapay tatlandırıcılar floradaki bakterileri değiştiriyor ve Tip2 diyabetine neden oluyor.

Geçen sene bir grup İsrailli araştırmacı yapay tatlandırıcıların sindirim sistemimizdeki floradaki bakterileri değiştiriyor ve Tip2 diyabete giden yolu açıyor. Eğer diyabet hastası iseniz Alzheimer olma riskiniz 4 kat daha artıyor.

Peki nasıl?

Diyabet; insülin duyarlılığı azaltır, kan şekerini yükseltir ve beyin dejenerasyonu riskini artırır.

2. Yüksek cıva içeren balıklar

Büyük balıklar daha uzun yaşam sürdükleri için, onlarda daha çok nörotoksin birikir, özellikle de cıva. Cıva insanları bilişsel olarak etkiler; ama özellikle beyinciği yani vücudun denge merkezini etkiler.

Çevre Koruma Kurumu(EPA)’nun verdiği tavsiyelere uyarak balıklardan vücudunuza aldığınız cıva miktarını azaltabilirsiniz. İşte o tavsiyeler:

  1. Yüksek dozda cıva içeren köpek balığı, kılıç balığı ve kral uskumru yemeyin.
  2. Düşük dozda cıva içeren somon, karides, ton balığı, yayın balığı ve iri mezgiti haftada 2 kez tüketmek güvenli sınırlar içerisine kalmanızı sağlar.
  3. Orkinos için güvenli sınır ise haftada 1 kez tüketmek.

3. Şekerli içecekler

Şekerli içecekler beynin kilo kontrol sistemini olumsuz etkiliyor. Normalde hipotalamus denilen önbeyin bölgesinde nöronlar egzersiz sırasında yağ yakımı ile alınması gereken kaloriyi %99 doğruluk payıyla eşleştirirler. Fakat aynı kalorideki sağlıklı besin ile şekerli içecek açlığı aynı şekilde etkilemez. Şekerli bir içecek daha da fazla yeme isteği oluşturur. Gereğinden daha fazla enerjiyi vücudumuza almamıza neden olur. Açlık ve tokluk sisteminizin düzenli çalışması için şekerli içeceklerden uzak durun.

4. Gluten

Alerjiler, depresyon, sindirim sistemi hastalıkları sebebiyle gündemde olan gluten aslında buğday proteinidir. Bugün buğday tarımında kullanılan buğdayın yaklaşık %99’unun genetiği değiştirilmiştir. Bu genetiği değiştirilmiş buğdayda en zararlı değişiklik gluten üzerinde olmuştur. Modern gıdalarda kullanılan gluten melezleşmiş ve bağışıklık sistemini uyarıcı hale gelmiştir. Birçok kişinin beyin-bağırsak sistemine zarar veren glutenin sizin için zararlı olup olmadığına beslenme programınızdan gluten içeren her şeyi gerçek anlamda çıkararak tespit edebilirsiniz.

5. İşlenmiş gıdalar

abur cubur
İşlenmiş gıdalar inflamasyon ve obezite gibi problemlere yol açmaktadır.

İşlenmiş gıdalar genellikle trans yağ, yüksek miktarda şeker ve yapay malzemeler içerirler. Düzenli olarak tüketilen işlenmiş gıdalar beyin, genel sağlık ve iyi yaşam için gerekli olan elzem besin ögelerinin yerine geçerler. Ayrıca beyin için risk teşkil eden obezite ve inflamasyona teşvik edebilirler.

Hayat, hiç teşekkür etmeden alınır, gelişi güzel kullanılır, farkında olmadan yitirilir.(Voltaire)

Kendi hayatınızın farkında olduğunuz günler dilerim.

Selin Şahin Diyetisyen
Araştırmayı, içimdeki öğrenme ateşini hep canlı tutmayı, okumayı, kalemimi kağıtla buluşturmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi kendine görev edinmiş bir diyetisyenim. Psikoloji, felsefe, moda, spor, ... Devam