Koşu, Crossfit, Muay Thai: Bir antrenman üçlemesi

don't quit
Koşu, Crossfit, Muay Thai

Bu yazıyı okuduğunuz sırada Eda Günay’la Checkmat’ın hocalarından Barış Yücealpan’ın yürüttüğü Crossfit grup antrenmanlarına iki haftadır devam etmekteyiz. Hafta içi üç kere, sabahları birer saat olarak başladığımız yoğun, keyifli ve terli bu yeni rutin haricinde iki vazgeçilmezim olan Thai boxing olarak da bilinen Muay Thai antrenmanlarım ve koşularım da devam etmekte. Gerçi ilk hafta biraz aksatmış olsam da yaklaşık 6 kilometrelik kısa bir akşam koşusunun üstüne ertesi sabah Crossfit ve aynı günün akşamında Boran Gym’de Muay Thai antrenmanı ile vicdanımı rahatlatmayı başardım. Bu ritme biraz daha alıştığımı hissettikçe haftada 3 kez Muay Thai, 3 kez Crossfit ve 1-2 koşu ile yeni rutinimi oturtmaya başladığımı umuyorum.

Bu üç farklı sporun bana kattıklarını kısaca anlatacak olursam, öncelikle Muay Thai’nin bir dövüş sporu olarak verdiği tatmini ve zevki (şimdilik) başka bir şeyle doldurmam mümkün gözükmüyor. Bunun haricinde özellikle teknik yetkinlik, hız ve hem patlayıcı güç, hem dayanıklılık gerektirmesi açısından çok talepkar olduğu söylenebilir.

Boran Gym’de akşam antrenmanının sonlarına gelirken.
Boran Gym’de akşam antrenmanının sonlarına gelirken.

Koşu ise ilk başlarda Muay Thai’nin gerektirdiği kondisyon ve kardiyovasküler kapasiteyi sağlaması için düzenli olarak yapmaya başladığım bir egzersiz olmaktan zaman içinde çıkıp, kendi başına bir bağımlılık haline geldi. Özellikle orta ve uzun mesafe koşularının hem fiziksel, hem de mental yapımın yatkın olduğu “uzun sürede hafif veya orta şiddetli” bir çalışma sağlamasından dolayı aramızda doğal bir uyum olduğundan söz edebiliriz.

 Arkadaşım Rüya Baraz ile yürüttüğümüz koşu grubu İstanbul Koşu Kuvvetleri’yle bir önceki haftasonu Avrasya Maratonu’nda 15K koşarken.

 

(Arkadaşım Rüya Baraz ile yürüttüğümüz koşu grubu İstanbul Koşu Kuvvetleri’yle  17 Kasım’da Avrasya Maratonu’nda 15K koşarken.)

Crossfit’e dönersek, şahsen başkalarından ziyade kendisiyle mücadeleyi daha çok seven biri olarak her seferinde bir öncekine göre hareketleri daha doğru, daha hızlı veya daha ağır kaldırarak yapmayı hedefleme fikri çok hoşuma gitti. Ayrıca az önce bahsettiğim “doğal uyum”uma karşın patlayıcı güç konusunda kendimi geliştirmeye devam etmeme yardımcı olacağı için de çok cazip geliyor. Bunun dövüş antrenmanlarıma etkisinin son derece olumlu olacağından hiç şüphem yok.

Tabii diğer taraftan da muay thai antrenmanlarının Crossfit’e uyum sağlamam konusunda büyük avantaj sağladığını da unutmamak gerek. Şayet genel tercihiniz başkalarıyla mücadele etmekse de antrenman arkadaşları, hocalar, belli aralıklarla düzenlenen Crossfit yarışmalarındaki rakipler veya internetten takip edebileceğiniz atletlerin performanslarıyla kendinizinkini karşılaştırabilirsiniz.

İster başlı başına tüm antrenmanlarınızın temeli olarak tercih edin, ister yapmakta olduğunuz başka sporların yanı sıra uygulayın, Crossfit başlangıç seviyesinden ileri düzey sporculara kadar herkesi tatmin edebilecek bir metod öneriyor: squat, lunge ve burpee gibi aşina olduğumuz birçok hareketin başlangıç seviyesine uygun ağırlık, tekrar ve/veya süre kombinasyonlarında gerçekleştirilmesi kadar, muscle-up, handstand push-up, thruster gibi zorlu ileri seviye teknikleri mevcut. Aslında Crossfit’in yepyeni hareketlerden oluşan bir sistemden ziyade güç, fiziksel performans ve kondisyonu arttırmayı amaçlayan; jimnastik, halter sporu ve sprint koşusu gibi farklı kaynaklardan yararlanılarak bir araya getirilmiş ve günümüz ihtiyaç ve akımlarına göre tasarlanmış bir antrenman metodu olduğu söylenebilir.

Eda’yla 3. antrenmanımızın WOD’u (Workout of the day / günün çalışması) şöyleydi:

  • 20’ AMRAP (As Many Rounds As Possible, yani bu seti 20 dakika boyunca mümkün olduğunca çok sefer tekrar etmek)
  • 20 Box Jump
  • 5 Push Press (ben 20kg ile yaptım, yani hiç ağırlık eklemeden sadece bar ile)
  • 20 Lunges
  • 5 Burpees
  • 20 Push-up (bildiğimiz şınav)
3. Crossfit antrenmanımızın WOD’u.
3. Crossfit antrenmanımızın WOD’u.

WOD’unuzu kendiniz seçmek isterseniz veya sadece meraktan başka neler varmış diye göz atmak isterseniz Crossfit.com veya Crossfit Mayhem’e bir bakın derim (başlangıç seviyesindeyseniz sakın gözünüz korkmasın ama. Bahsettiğim gibi farklı seviyelere uygun şekilde yapılabilen WOD’lar da mevcut).

Tabii bir de konunun pratikteki kısmına değineyim: 5. antrenmandan sonra bile hala kol ve omuz kaslarım ince ince ağrıyordu, baldırlarım, özellikle “quadriceps”lerim sızlıyordu ve 3. antrenmanın akşamındaki Muay Thai dersim için bacaklarımda güç kalmamıştı. Keza Eda’nın da. Şahsen orta şiddetteki kas ağrısı çekmekten (tabiiki bir sakatlığa işaret etmeyen cinsinden) boş oturmadığıma işaret eden acı-tatlı bir hatırlatma niyetine gizlice zevk alıyorum, o yüzden pek şikâyetçi değilim.

Bu sözün kaynağını doğrulamak mümkün olmayabilir ama bence bir Crossfit atasözü olmaya aday: “Pes etme. Zaten acı çekmektesin. Zaten canın yanıyor. Bari mükâfatını al.”

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Gözde Mimiko Türkkan Sanatçı & Sporcu
Gözde Mimiko Türkkan, fotoğraf, sanatçı kitabı, video gibi çeşitli medyumları kullanarak toplumsal olarak inşa edilmiş kimlikler ve cinsiyet rolleri üzerine çalışmalar üretir. Eserleri, 2010’da ... Devam