Hızlı değişim dönemlerine ayak uydurmak için kendinize sormanız gereken soru: “Ben yaptıklarımı seviyor muyum?”

Ben yaptıklarımı seviyor muyum?

Dünya değişiyor, son hızda.

Bu ay astrolojik anlamda bol tutulmalı, retrolu, istesek de istemesek de değişim yaşatan bir dönemden geçiyoruz. Tutulmalar değişimlerde turbo etkisi yaratır, adeta hızlandırılmış bir seans gibi!

Geçmişte bizi üzenlerden arındığımız, kendimizle yüzleştiğimiz, adım atmamız gerektiği halde tutuk kaldığımız alanları fark ettiren etkiler altındayız. Ön yargılarımızın belki de sadece yanılgı olduğunu fark edeceğimiz, tam da içimize sinmeyen konularla ilgili açılmalar yaşayacağımız günler.

An’da ve akışta kalmak için gelen değişimleri içsel olarak kabul ettikten sonra bu değişimlerin hayatımızda bedenlenmesine izin vermeliyiz.

İçsel ve zihinsel değişimler devam ederken, fiziki plandaki hayatımızı olduğu gibi tutmaya çalışmak acıtır. Düşünüp de uygulamamak, hissedip de harekete geçmemek bizi sıkıştırıyor. An’da ve akışta kalmak için gelen değişimleri içsel olarak kabul ettikten sonra bu değişimlerin hayatımızda bedenlenmesine izin vermeliyiz. Gelişimi hayatımızda, günbegün yaptıklarımızın içeriğinde görmek bizi keyif, neşe ve coşkuya yaklaştırır.

Kendimize soralım:

  • Acaba değişimleri içselleştirebiliyor muyum?
  • En sade halimde miyim? Hayatı olduğu gibi değerlendirebiliyor muyum?
  • Ben her gün yaptıklarımı seviyor muyum? Neden bu rutinle yaşıyorum? Nasıl bir farklılık katabilirim?
  • Eğer sevmiyorsam nasıl değiştirebilirim?
  • Seviyorsam, bu sevgiyi nasıl hayatımın başka alanlarına aktarabilirim?
Aslan sezonunda her şey biraz daha kendi hayatımızın kralı/kraliçesi olmakla ilgili.

Spontane olduğumuzda belli bir kolaylık hissiyle deneyimleriz hayatı. Aslan sezonunda her şey biraz daha kendi hayatımızın kralı/kraliçesi olmakla, oyuncu olmakla, çocuksu bir neşeyle ilgili.

Bariyerleri indirip, hayata bağlanmayı tavsiye ediyorum.

İlginizi çekebilir: Değişim zamanlarında kesinliği korumak için 6 kural

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Duygu Demir
90’ların proje çocuklarından biriyken (Orta direk ailelerin, “iyi okullardan” mezun, “kurumsal” bir işi olan, evden işe işten eve giden çocuklardan...) dışarda aradığım mutluluğun, mutsuzluk ... Devam