Düzenli cinsel aktivite beyinde sinir hücresi üretimini artırıyor

Sağlıklı ve iyi bir yaşam ancak ruh, zihin ve bedenin dengeli birlikteliğiyle mümkün. Bu üç öğenin herhangi birinde problem yaşandığında, organizmanın tüm bileşenleri bu problemden etkileniyor ve sistem tutarsızlığa giriyor. Bu nedenle bedenin fiziksel, ruhun spritüel ve zihnin farkındalık egzersizleriyle devamlı olarak beslenmesi gerekiyor.

Özellikle son zamanlarda insan psikolojisiyle ilgili çalışmaların bilişsel alana yönelmesiyle birlikte, insanın ruh halinin ve duygu durumunun zihinsel süreçlerle olan ilişkisiyle alakalı bir çok farklı alanda bilimsel çalışmalar yapılıyor. Bilimsel dünyanın yanı sıra, terapi alanında da mindfulness (bireysel farkındalık) eğitimleri, meditasyon, bilişsel terapiler, nefes egzersizleri gibi bir çok farklı yönden zihni geliştirici ve zinde tutabilecek farklı uygulamalara yer veriliyor. Peki, zihni çalıştırmak ve geliştirmek gerçekten sanıldığı kadar zor mu? Daha zeki olmak için o çalışmadan bu çalışmaya koşmanız, kişisel gelişim kitapları okumanız ya da farklı aktiviteler mi yapmanız gerekiyor?

Zihninizi geliştirmenin ve kişisel gelişiminize katkı sağlamanın yukarıda saydığımız her şeyden çok daha kolay bir yolu var: Seks!

Maryland ve Güney Kore’de yapılan, tamamlayıcı nitelikteki iki araştırma, cinsel aktivitenin farelerin zihinsel performansını artırdığını ve beynin uzun süreli hafıza merkezi olarak bilinen hipokampüste yeni sinir hücresi üretimini hızlandırdığını ortaya çıkardı.

Maryland Üniversitesi’nde çalışan bir grup araştırmacının yayınladığı rapora göre, orta yaşlardaki fareler cinsel aktivite sonrasında daha zorlu zihinsel süreçlerle başa çıkabilme yetisi kazandı. Bundan bir kaç ay sonra, bu araştırmanın devamı niteliğinde olan ve Seul’deki Konkut Üniversitesi’nde yapılan araştırmanın sonuçlarındaysa, farelerdeki cinsel aktivitenin beyinde hafıza kaybına yolan açan stres faktörünü ortadan kaldırdığı ve hafızayı güçlendirdiği ortaya çıktı.

Pornografik görüntülere kısa süreli de olsa maruz kalmak hafızanın gelişmesine engel oluyor

Araştırmalardan elde edilen bu önemli bulgulardan sonra, bu bulguların bilim dünyasında hala tartışılmaya devam eden pornografik görüntülerin zihinsel süreçleri olumsuz etkilediğine dair var olan kanıyla tutarsız olduğunu söyleyebiliriz. Teksas Üniversitesi’nde nöroloji alanında yapılan bir çalışma, çok fazla porno izlemenin, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi, beyinde bir takım anatomik ve patolojik problemlere yol açacağını gösteriyor.

Porno bağımlılığının beyinde kalıcı hasara yol açıp açmadığı bir yana, çok kısa süreliğine bile olsa pornografik bir görüntüye maruz kalmak dikkati dağıtarak, kısa süreli hafızada problem yaratıyor. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında Journal of Sex Research isimli bilimsel dergide yayınlanan bir araştırmada, 28 sağlıklı katılımcıya içinde pornografik görüntülerin de olduğu görüntüler gösterilerek kısa süreli hafızalarıyla ilgili çeşitli ölçümler yapıldı. Deneyin sonunda katılımcıların kısa süreli hafızasının çalışmasını en çok engelleyen görüntülerin pornografik olanlar olduğu sonucu elde edildi.

Seks yapmak zihinsel kapasiteyi artırıyorsa, zihinsel kapasitesi yüksek olan kişiler daha fazla mı seks yapıyor?

Cinsellikle ilgili halk arasında bilinen komik yanlış inançlardan biri, ‘testesteron zehirlenmesi’ nin genç erkeklerde zeka geriliğine yol açacağı. Bilim insanları üşenmemişler ve bu söylentinin de doğru olup olmadığını ölçümlemek adına 2007 yılında Neuropsychologia (Nöropsikoloji) dergisinde yayınlanan bir araştırma yapmışlar. Araştırmada ergenlik öncesi dönemdeki, aralarında 130 ve üzeri IQ puanı elde eden çok zeki çocukların da bulunduğu bir grup çocuğun tükürük örneğinden vücutlarındaki testosteron seviyesini ölçümlediler. Araştırma sonucunda ortalama zekaya sahip olan çocukların çok zeki ve ortalama zekanın altındaki çocuklara göre testosteron oranı en yüksek grup oldukları ortaya çıktı. Çok zeki ve az zeki grup arasındaysa önemli bir fark bulunamadı.

Seks yaparak daha zeki bireyler üretmek ütopik bir fanteziden ibaret olabilir. Cinsel aktivite beyinde yeni hücrelerin üretilmesine yardımcı olsa da, bu hücrelerin hayatta kalabilmesi için yaşam boyu öğrenmeyle canlı ve aktif tutulmaları önem taşıyor.