“Ben” baharları severim!

ayse koroglu-ben baharlari severim

Bu yazı, yazıda geçen “ben”in yerine kendi “ben”ini koyabilenlere ithaf edilmiştir.

Merhaba.

Siz aslında bakmayın böyle umutsuz göründüğüme, ben aslında baharları severim.

Soğuk, karlı ve zor bir kış geçirdim.

Doğaya, insana ve hayata karşı mücadele verdim.

Bir kısmını gereksiz verdim, akışına bıraksam daha iyi olurdu.

Biliyordum bu tatsız günler geçecekti. Hep geçer çünkü.

Baharları severim.

Çünkü koca kışı, ayaza ve fırtınaya  dimdik durarak geçiren dallarım artık biliyor ki güneş ve bereketli yağmur kucaklayacak beni.

Dimdik durdum derken, arada eğilip büküldüm, öyle gerekti.

Gelen rüzgara karşı pozisyon aldım diyelim bir nevi.

Kocaman bir yelkenli olmak bunu gerektirir değil mi?

Arada yelkeni güzelce katlayıp kaldırmak, arada yarıya indirmek, bazen ipleri gevşetmek, bazen de öyle sıkı sıkı mıh gibi durmak!

Ben bunları yaptım işte. Şikayet etmedim, tutundum.

E suya da düştüğüm oldu, sizden saklamak olmaz.

Boyumu aşan dalgalarda anne karnı pozumu aldım ki suyun içinde nasıl hayatta kaldığımı ve yeniden doğacağımı hatırlayayım.

Hemen hatırlanıyor inanın, nefesini derin, kulaçlarını sakin tutunca hayata yüzgeçlerin çıkıyor birden…

Bir balıklar bir de BEN.

Bükülen, eğilen dallarımın yanında kırılanlar da oldu hani yalan mı söyleyeyim?

O an acıdı.

Ama gördüm ki, daha dik durmak için bazı dallar fazla ağır geliyormuş, bükülenler kırılınca daha sağlam bastım yere.

Bir an çıplak kalmışım gibi geldi sonra…

Zaten hep çıplaktık, hatırladım.

ayse koroglu-ben baharlari severim--

Ne diyordum?

Hah, evet, BEN baharları severim.

Nasıl?

Hayır, henüz bir hasar raporu çıkarmadım.

E tabii, gün ışığında göreceğim ancak zayiat ne boyutta.

Yeni uyanıyorum güneşe, malum hala biraz serince.

Hafifçe ılınırken hava, ben de kirimi çamurumu temizlerim.

Kırılacak dallarım, pansuman yapılacak yaralarım vardır, biraz onlarla ilgilenirim.

Yok, acımıyor hiçbiri.

Hatta güneşi hisseden kalbim hafiften ritmini değiştirdi.

“Tra la la lalala” gibi atıyor diyebilirim. Çünkü tomurcuklarım patlamak üzere.

Ben çok güzel çiçek açarım biliyor musunuz?

İnanmazsınız, böyle kollarımdan pembeler beyazlar, sırtımdan sarılar yeşiller, bacaklarımdan maviler kırmızılar…

O yüzden bahar gibi giyinmişsin derler ama aramızda kalsın, ben baharı giyinmiş olurum.

Bir de etrafımı seyretmeye bayılırım baharda, güzel gözlü çimen arkadaşlar, beyazlı sarılı papatya kollu sevdiklerim…

Başlar herkes uykuda geçen kışını anlatmaya, teknemizin verniğini sürüp, verandamızın çitlerini boyarken.

Üretmek, yaratmak, çalışmak için her şey tamam olur baharda.

Hava üşütmez, ama sıcaktan eritmez.

Güneş ısıtır ama bayıltmaz.

Rüzgar kendini hatırlatır ama izin verir okşanmaya.

Uyanma vakti geldi sevgili Ben. Sen.

Daha çok işimiz var, haydi, kalk da sarılalım!

GÜNAYDIN SANA!

Ayşe Özgür Köroğlu
İki ismimi de hep gururla, içime sindirerek taşıdım. Yemek seçen, kan verince bayılan, köpeğin ısırdığı, kedinin cırım cırım tırmaladığı, bahçede sokakta oynarak büyüyen bir ... Devam