2016 Türkiye Bikini Fitness Şampiyonu Simge Topçu: Muhteşem bir başarı öyküsü

Bugüne kadar kürekten snowboard’a birçok spor türü denedim; fakat hiçbiri vücut geliştirme eğitmeni bir koç ile çalışmaya başladığım ve halen çok fazla zevk alarak her gün vücudumun sınırlarını biraz daha zorlayarak geldiğim bu fitness antrenmanları kadar beni mest etmedi.

Geçtiğimiz yıldan bu yana özellikle hafta içi her gün aksatmadan sabah antrenman ve akşamları da yapabildiğim kadar koşu yapmaya çalışıyorum. Bu alanda giderek daha fazla bilgi sahibi olduğunuzda görüyorsunuz ki, fiziksel çalışmalar kadar beslenmeniz ve vücudunuzun su yani sıvı dengesi de çok önemli.

Hepimiz son dönemde birçok farklı kaynaktan fitness ve özellikle bayanlar için nispeten daha zor olan kas geliştirebilme ile ilgili kaynaklara erişebiliyoruz; fakat bu süreç, aslında özveri, sabır ve gerçekten ‘inanmayı gerektiren yani disiplin isteyen bir süreç.

Bu yazımda 2016’da düzenlenen Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Yarışması’nda Bikini Fitness dalında şampiyon olan sevgili hocam değerli Simge Topçu’dan çok önemli tavsiyeleri sizler için, kendi yorumları ile derleme şansı buldum.

Simge Topçu şampiyon
Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Yarışması’nda Bikini Fitness dalında şampiyon olan Simge Topçu’dan çok önemli tavsiyeler paylaştım.

Unutmayın ki; sağlıklı olmak zayıflamak veya zayıf olmak değildir, güzel bir vücut; sıkılaşma, güçlenme ve dayanıklılığın dengesinde oluşur. Şimdiden kolay gelsin ve ilham olsun.

Simge Topçu, bir şampiyon olarak, şampiyonluğa giden serüveninizi bizlerle paylaşabilir misiniz?

Fitness ve vücut geliştirmeye merakım 2013’ün yazında başladı. O günlerden beri yarışmaları takip edip, yurt dışındaki sporcuları izliyorum. 2016 yılına kadar geçen süreçte kendimi çok geliştirdim. 3 sene boyunca türlü antrenman ve beslenme sistemleri denedim. 2016 Nisan’da ilk yarışma tecrübemi edindim, 2. oldum. Hemen ardından Eylül ayında düzenlenecek diğer yarışa hazırlanmaya başladım. 4,5 aylık yoğun bir tempoydu bu süreç. Gücümün tükendiği, diyetin zorladığı, her şeyin üstüme geldiği dönemler oldu. Bunu müsabık sporcuların hepsi yaşıyor elbette.

Ben tek başıma hazırlanma kararı almıştım; beslenmemi ve antrenman planlamamı, podyuma çıkarken yapmam gereken her şeye kendi kararlarımla hazırlandım. Bu sebeple omuzlarımda daha büyük bir yük vardı. Yaşadığım en güzel serüvendi, benim için başlangıç niteliğindeydi bu şampiyonluk. İnşallah ülkemi Avrupa’da ve dünyada en iyi şekilde temsil edip gururlandıracağım. En büyük arzum kesinlikle bu. 

Özellikle bayanlara vücut geliştirme ve kas yapım sürecinde en çok neye dikkat etmelerini önerirsiniz?

Öncelikle kadınların ağırlık çalışmaktan korkmaması gerektiğinin altını çizmek isterim. Belirgin kas görüntüsüne ulaşılması sanıldığı kadar kolay değil. Kas kütlesini arttırmak isteyen her kadına önerim; düzenli ağırlık antrenmanları ve proteinden zengin, dengeli bir beslenme planı. Bu işin kesinlikle en önemli kısmı beslenme. Bunun unutulmaması lazım. 

Uzaktan verdiğiniz eğitimlerde nasıl sonuçlar ve yorumlar alıyorsunuz? Bu eğitim sürecinde en çok nasıl fayda görülebiliyor?

Benim amacım daima bilgileri paylaşmak olmuştur. Kişilerin doğru sandığı pek çok yanlış var. Ve elbette habersiz oldukları son derece önemli ‘doğrular’. Ben işin mantığını kavratıp kendi kendine yetebilecek bir seviyeye getirmek istiyorum öğrencilerimi. Eğitim sürecinden ciddi anlamda büyük fayda sağlayan onlarca öğrencim oldu. Herkesin motivasyonu ve istekleri bambaşka elbette. Ancak hayatında, görünüşünde, kendinde bir şeyleri değiştirip güzelleştirmek için istekle bana gelen kimse, bu güne kadar bir gelişim göstermeden gitmemiştir. Daima güzel sonuçlar aldık. Bu yüzden de oldukça mutluyum.

Bize önereceğiniz ‘ilk 3 altın kural’ neler olurdu?

Benim 3 altın kuralımı paylaşabilirim;

  • Birinci Kural: Kendine odaklan! Yani sadece kendi işine odaklan.
  • İkinci Kural: Hedeflerin ve rotan daima belli olsun. Çünkü bu kişiyi motive eden, yolda tutan yegane şeydir.
  • Üçüncü Kural: Çok sev. Çünkü sevgi ile bağlı olduğun her şey de tutku da vardır. İşini, hayatını, yaptıklarını seviyorsan, tutkuluysan, başarmak için daima gücün olacaktır.
Bir spor salonuna gitme şansımız olmadığı durumda, bu yolda nasıl ilerleyebiliriz?

Ben ilk spora başladığımda yaklaşık 5 ay evde ve sokakta antrenman yapmıştım. Bahane üretmeye çok alışkınız maalesef, ama çözüm üretmek daha önemli. 4 tane ağırlığım, 2 tane direnç lastiğim ile tüm vücut çalışıyordum. Hatta uzun bir sopanın ucuna 5 kg.’lık su şişelerini bağlayıp squad yapmışlığım dahi var. Aslında uzaktan eğitim de biraz bunun için var bence. Danışmanlık yaptığım çoğu kadın evinde spor yapıyor, onlar için antrenmanlar hazırlıyorum. İnsan istedikten sonra koşullar ne olursa olsun başarmanın bir yolunu buluyor.

Simge Topçu’yu Facebook ve Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz.

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam